şüphe götürmez ki, kubrick bir sinema tanrısıdır, beyazperdeyi yaratan ve ona anlam verendir. ve her tanrı gibi, anlam verme çabası içindeyken, anlatamadıkları içinde boğulmuştur. kubrick'in zekasından veyahut sinema dehasından şüphe etmeden kendi zihinxel yetersizliklerimle dalga geçerek, filmi anlamakta yetersiz kaldığımı söylemeliyim. yakaladığım birkaç nokta vardı, o da biraz dikkatle bakabilecek her kubrickçoksever'in gözüne çarpan şeylerdir muhtemelen rainbowimgesi bunlardan ilkiydi, ve ikincisi mozart takıntısı, bunu a clockwork orange'ta da yapmıştı.