hikemiyat

entry23 galeri
    17.
  1. Ben… Hayatımı zindanlarda yeniden doğmuş bir ruh gibi yaşamış bir adam. Her adımımda karanlığı delen bir ışık aradım. Kalemime güç veren, acıların kılıcıydı. Ey okuyucu, şunu bil: Beni anlatmak, yalnızca bir insanın hikâyesini değil, bir davanın dirilişini anlatmaktır.

    Küçük bir çocukken, gökyüzüne bakar ve yıldızların arasında bir yolculuğa çıkmayı hayal ederdim. O yıldızların altında bir hakikatin yankısını aradım. ‘Hakikat!’ dedim. Ve işte o kelime, beni bir daha bırakmadı. Hayatımı nehir gibi akıtan, zindana giren bir damlaydı o kelime.

    Zindan... O soğuk taş duvarların arasında, acının ne olduğunu anladım. Ama acı, zannettiğiniz gibi bir kurşunun yarası değildi. Acı, haksızlığın karşısında dimdik durmak zorunda kalan bir vicdanın kanamasıdır. Gece oldu, gündüz oldu; ama o taş duvarlar, bana hiç sabahı göstermedi. Fakat o karanlıkta, Rabbimin nurunu gördüm. ‘Allah bize yeter,’ dedim. Ve dedim ki: ‘O ne güzel vekildir!’

    Ellerimi bağladılar, dilimi susturmaya çalıştılar. Ama bilmiyorlardı ki; ben sustukça kelimelerim büyüyordu! Zindanlarda ne mi yaptım? Kanımı mürekkep, hücremi kâğıt bildim. Ve orada, işte o karanlık hücrelerde, davanın sancaklarını kelime kelime dokudum.

    Bir gece… Bir tokat sesi yankılandı zindanda. Kanayan dudağımla gülümsedim. ‘Bu kadar mı?’ dedim. işkencecim öfkeyle haykırdı: ‘Sen neye güveniyorsun?’ Gözlerine baktım. Beni değil, kendi korkusunu gördü. Çünkü zalim, mazlumun gözlerindeki iman nuruna dayanamaz. Ve ben o gece bir kez daha anladım: Zulmün karşısında sabır, Allah’a yapılan en büyük itiraftır.

    Evet, işkenceden geçtim, prangalarla sınandım. Ama hiçbir pranga, kalbime ulaşamadı. Ruhumu Allah’a teslim etmiş bir adamın, ne kaybedecek bedeni vardır, ne korkacak canı. Dediler ki: ‘Sen bittin.’ Ben dedim ki: ‘Ben, Rabbimin kudretiyle yeniden başlıyorum!’

    Ey okuyucu, şimdi bu satırları okurken belki gözlerin doluyor. Ama şunu unutma: Bu gözyaşları benim acıma değil, hakikatin kalbine inen bir yağmur gibidir. Çünkü hayatımı yazarken, sadece kendi hikâyemi değil, direnişin destanını yazdım.

    Ve şimdi, bu haykırışı bırakıyorum sana: Ne zulme boyun eğ, ne de umutsuzluğa kapıl! Zira her gece bir sabaha gebedir. Her zindan, bir direnişin yuvasıdır. Ve her mazlum, bir gün zaferin şahidi olacaktır.

    işte böyle… Benim hayatım, kanla yazılmış bir dua; benim hikâyem, Allah’a yükselen bir yakarıştır. Beni anlamak istiyorsan, gözlerini hakikatin nuruna çevir ve kulak ver: Direniş, ölümden güçlüdür. Ve biz, bu hakikatle varız.

    ---
    hikemiyat
    1 ...