galatasarayın başındaki en büyük bela olan futbolcudur. bir bekin öncelikli görevi defans yapmak daha sonra kanattan yapacağı çıkışlarda takımına hucumlarda destek olmaktır. bir sağ bek olarak sabrinin defansif yeteneği galatasaray gibi bir takımda oynamaya yetecek düzeyde değildir. kafasını önüne eğip yaptığı koşuların sonunda ise bir çok türk futbolcu gibi yaptığı ortalar isabetli olmamakta, üstelik bu çıkışlardan da geriye dönememekte kanadını sürekli boş bırakmaktadır. tüm bunlara rağmen sabri sahada bitmek bilmeyen bir enerjiyle, kendini paralarcasına oynamaktadır. maaşının karşılığı görevini yerine getiren futbolcular gibi değil takımı için , taraftarlarları için tüm iyi niyetiyle mücadele eden bir oyuncudur sabri. lakin gel gör ki iyi niyetli olmak iyilik yapmaya yetmemektedir. işte tam da bu özellikleri sabrinin takımdan gönderilmesine engel olmaktadır. varlığı sebebiyle mevkisine kaliteli oyuncu alınmamaktadır ve galatasaray sabriye mahkum kalmaktadır. ayrıca son olarak eğer bu yazıyı okuyorsa kendisine şunu söylemek isterim, sevgili sabri her kim ki sana iyi şut çekiyorsun dediyse bil ki o yalancıdır, müfteridir, dalkavuktur.