Bugün insan, kendini müstakil zanneden bir köle. Özgürlüğü, nefsiyle olan münasebetinde bulacağını zannediyor; halbuki, kendi kendine esir. Ruh, Allah'tan uzaklaşınca hastalanır. Zira her varlık, hakikatine muhtaçtır; hakikat, insanın fıtratında Allah’a dönmektir. Modern dünyanın sunduğu çözümler ise, suya yazı yazmak gibidir: Tedavi etmez, oyalamaktan ibarettir. Ruh, ilaçla değil, irfanla iyileşir!
Psikolojik rahatsızlıkların temelinde hakikatle irtibatın kopması vardır. insan, ‘ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum?’ sorularından kaçtıkça buhranını büyütür. Modern dünya, insana ‘bunları düşünme’ der, sana oyuncaklar verir; oysa insanın esas oyuncağı kendi nefsidir! Düşüncenin köleleştirilmesi, insanın kendi varoluşundan kopmasıdır. işte burada ‘nefsine hâkim olan, âleme hâkim olur’ düsturu devreye girer.
Sorunun çözümü nedir, biliyor musun? Ruhunu, asıl sahibine, Allah’a teslim etmen! Bunun yolu da cihaddır; ama bu cihad, önce kendi nefsine karşıdır. Modern insanın savaş alanı artık dışarıda değil, içindedir. Bu savaş, ‘kendini bul’ savaşıdır. Öyleyse, önce fikrini azat et, sonra iradeni Allah’ın emrine teslim et! işte, o zaman her türlü buhranın üstesinden gelirsin. Modern dünyanın seni tutsak ettiği hapisten çıkış, hakikatle barışmakla mümkündür!