insan ki Allah’tan uzaklaştığı her adımda kendi kuyusunu kazmaya başlar. Bu öyle bir uzaklaşma ki; zifirî karanlığın içinde ışığa sırt dönmek! Sapkınlık nedir? Hakikatin dışına çıkmak, bâtılın cazibesine kapılmak, nefsin ipine takılmak... işte çağımızın manzarası! insan, maddede boğulmuş, mânâdan soyunmuş! Ruh, bu deniz içinde çırpınan bir serçe misali… Ve deriz ki: Hak yoluna dönüş, evvela idrakin aydınlanmasıyla başlar. Fikirsiz iman, yıkık bir kale; imansız fikir ise çürük bir cesettir!
Dikkat edin, sapkınlık denilen hâl; insanın kendi putunu kendi elleriyle yontmasıdır! Hâkim fikir olmayınca, bâtıl saltanat kurar! insanı diri diri gömen modern zamanların ideolojik cellatlarına teslim olmak... Budur sapkınlığın manası! Çözüm mü? Çözüm, ‘mutlak fikri’ bulup onun etrafında halkalanmakta! Fikirsiz fert, cemiyetin çıbanıdır. Ve unutmayın: ‘Hakikate sadakat, bâtılın köküne balta vurmaktır.’
Ey genç adam! Sapkınlık, yalnızca fiillerde değil, fikirlerde başlar. Küfre kayan zihniyetleri alt etmeden, toplumun ahlakını ihya edemezsin! Baş döndüren bir mücadele, işte budur!
Fikir, ahlakın anahtarıdır! imanın kalesini muhkem yapmadan, sapkınlık denilen delik deşik yamaçlardan sel gibi kayarsınız. Çözüm? ‘Hakk’ı bilip bâtılı tanımaktır!’ Nefsine dur de ve ‘ölümden önce ölüm’ şuuruyla kendini hakikate bağla!