ülkeyi afganistan yaptılar.
ölüm, korku, terör, baskı, yıldırma, yokluk, yasak, kriz, liyakatsizlik, yetersizlik, çapsızlık, vizyonsuzluk, yozlaşma, adaletsizlik, eğitimsizlik vs. vs.
insanların yaşam sevincini yok ediyorlar.
ben öldükten sonra beni yıkasanız ne olacak, yıkamasanız ne olacak?
hatta beni gömseniz ne olacak gömmeseniz ne olacak?
ben öldükten sonra beni köpek maması veya toprağa gübre olarak geri dönüşüm tesislerine vücudumu verseniz, üniversitelere kadavra olarak verseniz ne olacak?
beni insan gibi yaşatmayıp, benim insan gibi yaşamama imkan sağlamayıp, bana bu dünyada cehennemi yaşatanlar beni yıkama derdinde olması zekama hakaret ediyor.
ne yani, ben bir yangında ölsem kömürleşmiş küllenmiş vücudumla...
bir kazada düşen uçakta veya doğada kaybolsam ölsem parçalanan dağılan doğada çürüyen kemiklerim kalmış vücudum yıkanmıyor ki...
bir katil beni öldürse beni bir yere gömse toprakta çürüyen iskeletimi mi yıkıyorsunuz da saçma sapan algı-bilinç oluşturmaya din motifiyle beni şekillendirmeye çalıyorsunuz?
yok yani, beni kendi zeka seviyenizde mi sanıyorsunuz?
ya da allah "bunu yıkamadın" diye sana hesap mı soracak sanıyorsun da saçmalıyorsun?
ben öldükten sonra senin önceliğin görevin beni kim yıkayacak kim gömecek değil, beni insan gibi yaşatmak senin önceliğin.
vurularak veya yanarak ya da bir patlama, araba, deprem, bomba, patlama, terör vs nedenlerle benim neden öldüğüm ve ölümüme neden olacak durumu engellemek senin önceliğin.
piyasada %80 kısmı asla ama asla insanların hele ki çocukların yememesi gereken gıdalar (sebze, meyvede kimyasal atıklar, işlenmiş gıda ürünlerinde taklit tağşişler, ambalaj ve iklimlemeye- saklama raf teşhirde vb yapılan yanlışlar) yüzünden yavaş yavaş ölmemi kanser olmamı engelle ilk önce, bırakın ben ölünce beni kim yıkayacak ayaklarını.
bu kadar da utanmazlık olmaz, bari zekamıza hakaret etmeyin.
beni yıkama kardeşim, senin derdin beni yıkama da olmasın. eminim mevlam anlayacaktır.
beni yaratan mevlam senin gibi iki yüzlü cahil değil. o merhametlilerin en merhametlisidir. onun huzuruna ben yıkanmadan da çıkarım, sana ne?
düşün yakamızdan artık ya!
yaşarken kene gibi yapışıp kanımızı emiyorsunuz, bari ölünce bizi rahat bırakın.