1. "Kur'an’ı Tahrif Etme Çabası"
Yaşar Nuri Öztürk, Kur'an’ı ve islam’ı kendi kişisel görüşlerine uydurmak için büyük bir çaba sarf etti. Öztürk, Kur'an'ın ayetlerini, sünneti ve islam’ın temel öğretilerini kendi düşünce sistemine göre şekillendirerek, dini tahrif etmeye çalıştı. Bu, islam'ın özüne ve mukaddes metinlerine karşı yapılmış büyük bir saldırıdır. islam, Allah’tan gelen bir vahiydir, onu değiştirmek, dönüştürmek veya yeniden yorumlamak insanın haddi değildir. Kendi görüşlerini ön plana çıkarmak, Allah’ın sözlerine karşı bir isyan ve sapkınlıktır.
Kur'an, sadece Allah’ın kelamıdır; onun yorumuna, kendi düşüncelerine veya Batı’nın değerlerine göre şekil vermek, asla kabul edilemez. Öztürk’ün yaptığı tam olarak budur; kişisel egolarını ve Batı kültüründen edindiği etkileri islam’a monte etmeye çalışmıştır.
2. "islam'ı Modernist Bir Yaklaşımda Sunmak"
Öztürk, islam’ı modernist bir çerçevede sunmaya çalıştı. Bu yaklaşım, islam’ın evrensel ve değişmez doğrularını sorgulayan, Batı düşüncesinin etkisiyle şekillenen bir yaklaşımdır. Modernizm, islam’a doğrudan bir tehdit oluşturan, sekülerleşme ve Batı’nın fikir dünyasına teslimiyet anlamına gelir.
islam, zaman ve mekan sınırlarını aşarak evrensel bir öğreti sunar. Modernist yaklaşım, dini sadece bir kültür olarak ele alır ve onun hayatın her alanındaki hükümlerini yok sayar. Yaşar Nuri Öztürk’ün bu modernist söylemi, islam’ın hayatı şekillendiren bir öğreti olarak kabul edilmesinin önüne geçmiştir. Bu tür bir yaklaşım, ümmetin birliğini dinamitlemek ve islam’ı Batı’nın etkisine açmak için kullanılan bir taktiktir."
3. "Sünneti Red Etmek ve Hadisleri Sorgulamak"
Yaşar Nuri Öztürk, sünneti ve hadisleri yok saymaya çalıştı. Bu, islam’ı sadece Kur'an’a indirgemek anlamına gelir ki bu da ciddi bir sapkınlık ve yanıltmadır. Sünnet, Peygamber Efendimiz’in (sav) hayatına ve öğretilerine dayanan bir kaynaktır. O, Kur'an’ın pratiğe dökülmüş halidir. Hadisler, islam’ı doğru bir şekilde anlamamız ve uygulamamız için en önemli kaynaktır.
Eğer bir insan, hadisleri ve sünneti küçümseyerek sadece Kur'an’a odaklanıyorsa, islam’ın bütünlüğünü yok etmeye çalışıyordur. Öztürk, islam’ın temelini oluşturan bu iki kaynağı sorgulamakla, aslında dini kendi dar düşünce biçimine hapsederken, halkı da gerçek islam’dan uzaklaştırmıştır.
4. "Felsefi Sözde Akılcılık ve Laiklik"
Öztürk, bir yandan felsefi akılcılıkla islam’ı harmanlamaya çalışırken, diğer yandan laikliği savundu. Laiklik, islam’a tamamen zıt bir düşüncedir. islam, hayatın her yönünde Allah’ın iradesinin hakim olmasını isterken, laiklik ise dinin devlet işlerinden tamamen ayrılmasını talep eder. Bu anlayış, islam’ın toplum düzenini nasıl şekillendireceği konusunu dışlar.
Yaşar Nuri Öztürk, islam’ı laik bir sistemle birleştirmeye kalkışarak, aslında islam’a karşı büyük bir ihanet içinde olmuştur. Akılcı yaklaşımını, islam’ın temel öğretilerini yok sayarak Batı’nın seküler düşüncesine uydurmak, hiç şüphesiz büyük bir sapkınlıktır.
5. "Halkı Yanıltma ve Din istismarı"
Yaşar Nuri Öztürk, halkı yanıltmak için dini kullanmıştır. Dini her zaman kişisel ideolojik amaçları için bir araç olarak kullanmış ve halkı aldatmıştır. Allah’ın dini, insanlar için bir çıkar aracına dönüştürülemez. Din, insanlara hakikati öğretmek ve onları ahirete hazırlamak için verilmiştir. Oysa Öztürk, dini, kendi ideolojisi ve Batı’ya hizmet için bir araç haline getirmiştir.
6. "islam’a Yabancı Düşüncelere Kucak Açmak"
Öztürk’ün islam’a bakış açısı, onun içindeki Batı’yla barış çabalarını ortaya koyuyor. islam’ı Batı’nın düşünce tarzına uyarlamaya çalışırken, aslında Batı’nın hristiyanlık, sekülerizm ve pozitivizm gibi ideolojilerine göz kırpıyordu. Batı’dan alınan her düşünce, islam’a zarar verir; çünkü islam, kendi içindeki bağımsız düşünce ve değerlerle varlık bulur.
Sonuç:
Yaşar Nuri Öztürk, islam’ı yalnızca bir kültürel öğe olarak görüp, onun evrensel hakikatini ve hükümlerini yok sayarak sapkın bir yol izledi. Sünneti ve hadisleri küçümsemesi, akılcı felsefi yaklaşımlarını dine dayatması ve Batı düşüncesine teslimiyeti, onun gerçek anlamda islam’la bağlantısının zayıf olduğunu gösteriyor. islam, her zaman özdür; O’nun hakikatini eğip bükmeye çalışan her fikir, sapkınlıkla sonuçlanır. Bizler, iBDA Hareketi olarak, islam’ın hakikatini her zaman savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Yaşar Nuri Öztürk gibi şahısların fikirleri, sadece birer gaflet ve yanıltmadan ibarettir.