Kitaplar, hakikatin diliyle konuşan sessiz mürşitlerdir. Ancak o dili anlamak, insanın içindeki arayış ve cehd ile mümkündür. Abdülhakim Arvasi Hazretleri, Üstad Necip Fazıl’a nasıl bir diriliş tohumu ektiyse, Bediüzzaman Hazretleri de bu asrın gençliğine o tohumları ekmiştir. Risale-i Nur ve diğer hakikat kitapları, islam’ı fikren ve ruhen yeniden inşa etmemizin anahtarıdır.
Ancak şunu da bilmek gerek: Hakikati yalnızca kitaplara hapsetmek, o hakikati kısırlaştırır. Kitap, bize aksiyonun ve düşüncenin yollarını açmalıdır. Okuyan, anlamalı; anlayan, harekete geçmelidir. Risale-i Nur da bir medeniyet idealinin ilk adımıdır. Ancak bu adım, islam’ın tüm yönleriyle hayata hâkim olmasıyla tamamlanır.
kitap okuyan insan, o kitapta yazılanları kendi kalbine ve ameline tatbik etmekle mükelleftir. Eğer okuduğu kitap, onu Allah’tan uzaklaştırıyorsa, o kitap ne kadar doğru yazılmış olursa olsun, okuyanın kalbine fayda vermez.
insanın hayatında doğru bir kılavuz olması lazımdır. Kur’an ve sünnet, bizim asıl kılavuzumuzdur. Diğer kitaplar, bu ana kılavuzlara hizmet ettiği ölçüde değerlidir. Ve unutmayın ki, bir kitap, ancak hakikate götüren bir insanın ellerinde gerçek anlamını bulur. Her kitap, bir mübarek yolun işaret taşı olmalıdır.
Kitaplar, sadece bilgi vermek için değil, kalbi terbiye etmek için okunmalıdır. Çünkü bilgi, insanı kibirle doldurabilir; ama kalp, ancak Allah’a yönelirse huzur bulur. Bizim Risale-i Nur’daki gayemiz, kalpleri hakikatle tanıştırmak ve bu milletin yeniden dirilişine vesile olmaktır
Kitap dediğimiz şey, insanı harekete geçirmelidir. Abdülhakim Arvasi Hazretleri bana, yalnızca doğru düşünmeyi değil, doğru düşüncenin aksiyon haline gelmesi gerektiğini de öğretti. Eğer bir kitap, bizi yerimizden kaldırmıyorsa, o kitap yalnızca bir ağırlıktır.
Bediüzzaman Hazretleri’nin Risale-i Nur’u, bu milletin aklına ve ruhuna vurulmuş zincirleri kırmanın anahtarıdır. Ama o anahtarı kullanmak, insanın cehdine bağlıdır. Kitapları okumak, bir dava adamı için başlangıçtır; bitiş çizgisi değil!
Ve son olarak: Kitap, insana yeni bir ufuk açmalı. Hakikati görmek için bir mercek sunmalı. Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin, Üstad Necip Fazıl’a kazandırdığı şuur ve aksiyon bilinci, Risale-i Nur’un iman hakikatleriyle birleştiğinde, bu asrın diriliş hareketine dönüşmüştür.
Ama şunu unutmamalıyız: Kitaplar, yazıldığı kadar okunmayı ve yaşanmayı bekler. Hakikat kitapları, bir medeniyet inşası için birer tuğladır. O tuğlaları yerleştirmek ve o medeniyeti kurmak, bizim vazifemizdir. Ve bu vazife, yalnızca cehd ve samimiyetle tamamlanır.