hukuk

entry281 galeri video1
    280.
  1. Hukuk: Adaletin Sureti, Hakk’ın Kelâmı
    Hukuk, Allah’ın emir ve yasaklarının toplumsal düzende tecelli ettiği ilahi bir nizâm; Hakk’ın adalet suretinde görünmesi… insan denilen meçhulün, ruh ve beden muvazenesinde idrak ettiği bir nizâm ki, yaratılış gayesinin hem ferdî hem içtimaî ölçüde keşfi ve tatbikidir. Adalet, “her şeyi yerli yerine koymak” ve bu anlamda, varoluşun ahenk ve intizamını yakalamaktır.

    Bugün modern hukuk dedikleri, insanın ruhunu susturup bedenine hapsetmiş, maddecilik zindanının parmaklıklarında yankılanan bir “hukuk çığırtkanlığı”… Halbuki hukuk, emir ve yasaklardan ibaret bir mekanizma değil, ruhî ve fikrî temeli olan bir idealdir. Adaletin idraki, Hakk’a teslimiyetle mümkündür; hukuk dediğin, Allah’ın şeriatında tecelli eden adaletin vasıtasıdır.

    Hukukun Nizâmı: islam Şeriatı
    Bir taş yerinden oynasa, kâinatın ahengi bozulur… Hukuk, taşları yerine koyma sanatıdır; bu da şeriatla mümkündür. Şeriatın gayesi, insanın fıtratına uygun bir nizam kurmak ve onu yaratılış amacına ram etmektir. Şeriatsız hukuk, başsız bir beden, kalpsiz bir insan…

    Modern hukukta gördüğün, insanı Allah’tan koparan bir mekanik nizâm. Adalet adına zulüm, özgürlük adına esaret… Hâlbuki islam hukuku, adaletin ölçüsünü Allah’ın emirlerinde bulur; hakların hakikati, Allah’ın rızasına muvafıktır. “Hukuk”, kelime köküyle bile, “hak”kın yanındadır; batılın değil!

    Hukukun inşası: Başyücelik ideali
    Mirzabeyoğlu’nun dile getirdiği “Başyücelik Devleti”, hukukun yeniden inşasının temelidir. Burada hukuk, emir ve yasaklardan ibaret bir sistem değil; varoluş gayesinin cemiyet planında tecellisi… Hukuk, insanı insan yapan değerlerin muhafazası ve bu değerler üzerinden yeni bir medeniyet tasavvurunun çatısıdır.

    Batı’nın ithal ettiği hukuk sistemleri, kalıplaşmış birer esaret zinciri… Bu zincirleri kırmak, hukuku Hakk’ın terazisinde yeniden tartmak gerekir. Bu inşa süreci, hem geçmişin birikiminden beslenir hem de günümüzün ihtiyaçlarına cevap verir. işte burada, islam’ın aslına dönüş ve modernitenin eleştirisi, hukuk için yol gösterici bir işaret fişeğidir.

    Son Söz
    Hukuk dediğin, Hakk’ın hâkimiyetine teslimiyetle başlar; bu teslimiyet olmadan, adalet yalnızca bir hayaldir. Adaletin sancağı, Allah’ın rızasıdır; hukuk ise bu sancağın gölgesinde bir nizâm… insan ve toplum, bu nizâmın içinde hem kendi hakikatini hem de Hakk’ın tecellisini bulur. Adalet, Hakk’a ram olmaktır; hukuk, bu râm oluşun suretidir.

    "Hukuk, Hakk’ın emri, adalet ise bu emrin suretteki nizamıdır; suretsiz nizam, adaletin değil kaosun diğer adıdır."
    0 ...