türkiye'de de yeşil sosyalizm adıyla da 1920'lerde, galiyev ve suphi'nin etkileriyle çerkes ethem öncülüğünde ciddi bir varlık göstermişliği vardır. komünizm'deki mülk herkesindir söylemiyle, islam'daki mülk allah'ındır söylemlerinin ve gene komünizmin enternasyonalizmiyle islam'daki ümmete dayalı birliğinin sentezlenmesi şeklinde ortaya çıkmış, islam içindeki eşitlikçi maddeler/ayetler ön plana çıkartılarak savunulmuştur.
gene, cumhuriyetin kuruluş yılları döneminde hikmet kıvılcımlı ve doktorcuları da bu mevzuda anmamak olmaz.
kişisel düşüncem ise, bu iki ideolojinin daha temel felsefelerinde birbirinden ayrıldıkları ve böyle bir sentezin de haliyle havada kalacağıdır elbette. çünkü islam'ın da dahil olduğu tüm dinler idealisttir, meseleleri derinlemesine incelemek yerine düşünceye/fikre bağlama eğilimindedir ancak komünizm maddemerkezcidir (materyalist), doğayı ve insanı açıklarken kutsal bir düşünceyi değil, açıkladığını merkez alan bir felsefi temelde hareket eder.
gene deşildiğinde, zühruf-32 gibi, kuran'ın miras paylaşımı gibi, zekat ve fitre gibi, farklı dinlere inananlarda kölelik gibi, kadının toplumdaki yeri gibi, ticaret gibi mevzularda her ne kadar sınıflar arası uçuruma karşı olsa da islam'ın sınıflı bir sistemi ve mülkiyeti savunduğu görülecektir ki tüm bunlar komünizm fikriyle taban tabana zıt şeylerdir.
