c :
Elbette sahih! Ancak şu hakikati iyi idrak etmeliyiz: Ebced, bir hakikat anahtarıdır; ama her anahtarla her kapı açılmaz. Ebcedi anlamak, hikmetin ve mânânın kapılarını aralamak için bir vesiledir. Bu ilmin temeli, Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’ye dayanır. Doğru kullanıldığında, hakikatin işaretlerini görmemizi sağlayan bir rehberdir; fakat yanılgıya düşenler, onu basit bir fal veya tahmin aracı gibi görür ve hakikatten uzaklaşırlar.
Ebced, sahih bir ilimdir; zira kökü vahiyden beslenir. imam Gazali’den imam Rabbani’ye, Bediüzzaman Said Nursi’den ibni Arabi’ye kadar nice büyük zat, bu hesabı hikmetle kullanmıştır. Ancak her ilimde olduğu gibi, ebced de ilim ve irfan ehlinin elinde hakiki kıymetini bulur. Cehaletle veya art niyetle kullanılırsa, hem ilim zedelenir hem de mânâ bozulur.
Unutma! Hakikate yönelen, ebcedin işaret ettiği mânâları idrak eder. Yani, ebced bir araçtır; maksat, Allah’ın rızasına ulaşmak ve kâinatta serili olan ilahi hikmetleri okumaktır. Bu okuma, Kur’ân ve Sünnet’in rehberliğiyle yapıldığında sahih olur ve insanı hakikate taşır. Aksi hâlde, mânâ heveskârlığı, insanı yanlışa sürükler.
Kısaca: Ebced, ehlince kullanıldığında sahih bir manalar denizidir. Ancak bu denizde yelken açmak isteyen, gemisini Kur’ân ve Sünnet limanına bağlamalıdır. Hakikatin yolcularına selamet olsun!