Dinsizlik, insanın ruhundaki boşluğu doldurmak yerine onu daha da derinleştirir. Dinsiz insan, kendi içindeki boşluğu fark ettiğinde, bir bunalıma sürüklenir. O bunalım, insanın hakikatten uzak kalışının, Allah'tan kopmuşluğunun sonuçlarıdır. insan, bir yanda nihilizmle, diğer yanda boş bir hayal dünyasıyla mücadele eder.
Dinsizlerin amacı, insanın içindeki değerleri çürütmek, hakikate olan inancı zayıflatmaktır. Fakat unutmasınlar ki, hakikat; ne kadar karartırlarsa karartsınlar, kendi ışığını taşır. Bir insan, hakikate yöneldiğinde, o hakikat onu tüm karanlıklardan kurtarır.
Bir insan, dinsizlikle karşılaştığında, yalnızca dışarıdaki bir düşmanla değil, kendi içindeki boşlukla da savaşmak zorundadır. O boşluk, insanın inançsızlıkla, karanlıkla ve boşlukla buluşmasından doğar. Ama o insan, yeniden inançla, hikmetle ve nurla buluştuğunda, ruhsal bir uyanışa geçer. işte o zaman, bir insanı gerçek anlamda öldürmek mümkün olur: Onu Allah'tan, hakikatten koparmaktır.
Dinsizlerle mücadele, onlarla sözle değil, yaşamla, düşünceyle ve aksiyonla yapılır. Bir mümin, imanını savunarak, kendi içindeki huzuru koruyarak, bu savaşı kazanır. Düşmanı daima geride bırakmakla yükümlüdür. Çünkü gerçek zafer, nefsin ve şeytanın üzerindeki zaferdir.
dinsizlik, insanın içindeki boşluğu derinleştiren bir güçtür ve bu boşluk insanı ruhsal bir bunalıma sürükler. Dinsizlerle mücadele, onların yarattığı bu ruhsal boşlukla mücadele etmek, hakikati savunmak ve imanla dirilmek anlamına gelir. Müslüman, dinsizliğe karşı en büyük silahını, içindeki iman ve aksiyon gücüyle ortaya koyar. Hakikat, her türlü karanlıktan ve ruhsal bunalımdan daha kuvvetlidir.