Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin, seni cennetin kapısına kadar götürürdüm. Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı, cehennemle konuşurdum. Seni ona anlatabilirdim. Oysa sen, ne cenneti isteyecek kadar aşk oldun ne de cehennemi isteyecek kadar ayrılık.
“seni seviyorum ama” dedin “hoşça kal” diye ekledin. “Şimdi gitmeye mecburum, belki yine gelirim, umarım gelirim” son sözün oldu.