before sunrise filminin etrafinda dondugu viyana'daki bir gunun ardindan ikilinin 9 yil sonra bu kez paris sokaklarinda bulusu birbirini.
celine ile viyana da gecirdigi hayatinin en anlamli gunuyle ilgili yazdigi kitabin promosyonu icin geliyor paris'e jess, celine ise yeniden onu gormek icin buluyor kendini yasadigi sehrin bir kitapçisinda.
birbirlerine cok uzak sandiklari hayatlarda benzer yondeki degisimleri gormek.
geçen yillarin insanin ozunu degistirememesi. sadece farkindaliklarin artisi...
gençken 'daha ne de olsa onumde cok firsat var' deyip umursamamaya calistigin ikili butunluklerin hayatta aslinda cok mu cok az-belki sadece bir defa- karsina cikacaginin ileri yaslardaki agirlik dozu yuksek bilinci.
aşkin ruhunu tam anlamiyla dolduran halini bilen nasil bir daha eksik asklarda mutlu olabilir ki? yillardir beraber yasadigin sokaklarin, paris'in guzelligini aşik oldugunun bakislarinda kesfetmek... 'mutluluk ise elde etmekten cok elde etmek istemekten gecer. ' derken elde ettigin birkaç saatten mutlu olmalar, hayatinda olmadigin kadar...
film bittikten sonra filmin oyuncularinin isimlerinin 'siyah' ekrandan aktigi dakikalarda esas kiz celine in fransizca soyledigi dizeler yurege isler:
'seni geçen zaman kadar çok seviyorum'
ikili yine guzel hatiralari eklerler karaladiklari defterlere ve 'hatiralar harikadir, onlarla basa cikmak zorunda kalmadiginda'..