23 Ağustos 1514 yılında iran’ın maku şehrinde safevilerle yapılan, kesin Osmanlı zaferiyle sonuçlanan savaş.
Aslında bu savaşı iyi anlamak için öncesini de bilmek lazım. Çünkü aslında bu savaş osmanoğulları ile Akkoyunlular arasındaki eski bir husumete dayanıyor.
Akkoyunlular Timur’un Anadolu’yu işgali sırasında Timur’a destek verdiler. Daha sonra fatih tarafından Otlukbeli’nde yenildiler. Bayezid, son akkoyunlu beyi şeyh haydar(şah ismail’in babası) ölünce çok sevindiğini söyledi.
Selim Trabzon’da sancak beyi iken şah ismail Erzincan’a kadar dayandı. Tabi bu esnada Diyarbakır da safevilerin elindeydi ve neredeyse her gün Osmanlı ve Safeviler arasında sınır çatışmaları oluyordu.
Babası Bayezid’in tepkisizliğine acayip sinirlenen selim ehhhh yeter lan padişah benim artık diyerek istanbul’a yürüdü, yol boyu diğer kardeşleriyle de savaştı. Padişahlığını ilan edip oğlu Süleyman’ı(kanuni) istanbul’da bırakarak şimdi ananı laciverde boyadım diyerek şah ismail’e doğru yola koyuldu. Malatya civarı bir yerde yeniçeriler hep savaş hep savaş yeter da diyerek isyan ettiler, Selim’in çadırını ok yağmuruna tuttular.
Tabi selim deli, selim psikopat açtı çadırın bezini, yorulan siktirsin istanbul’a kadar yolu var, gerekirse ben tek gidecem bu ismail’in amel defterini kapatacam ulan ne bu tantana deyince asker sakinleşti.
Gel zaman git zaman iki Ordu Çaldıran ovasında karşılaştı. Şah ismail’in ordusunda zırhlı süvariler ağırlıklıydı ve savaşı kazanacağına kesin gözüyle bakıyordu. Osmanlı ordusunda en önde azapların arkasında gizlenmiş fitilli musket taşıyan tüfenkçiler ve topçular vardı.
Selim ordusunun merkezinde, ismail ise sağında bulunuyordu.
Savaş başlayınca azaplar(hafif silahlı yaya askerler)i tırt gören ismail çaprazlamasına Osmanlı saflarına girdi. Osmanlı ordusunun solunu kumanda eden Rumeli beylerbeyi bu ilk safevi hücumunda şehit düştü.
Selim’in emriyle kuvvetleriyle şah ismail’in peşine düşen malkoçoğlu ali bey ve malkoçoğlu tuğrali bey de şahın etrafındaki süvari çemberini kıramayarak şehit düştüler. Yalnız Malkoçoğlu ali bey Selim’in hediyesi piştovuyla şah ismail’i yaralayabildi.
Duruma acayip sinirlenen selim işte o an topçularına ateş emrini verdi, safevi süvarisi ile Osmanlı topçusu arasında kalan tüm azaplar da böylece dost ateşiyle can vermiş oldu. Adı üstünde azap zaten! Üst üste iki savaş gördüklerini tarih yazmamış!
Şahın tüm mirzaları birer birer hayatını kaybederken savaşın boka sardığını anlayan şah ismail’in seyisi şahı süslü atından indirip kendi bindi ve şah benim diyerek hayatı pahasına şahın kaçmasına fırsat sağladı.
Savaş böylece Osmanlı lehine kazanılmış oldu. Ama bu savaş günümüze kadar uzanan bir Alevi-Sünni husumetine sebep oldu!