istanbul'da iki defa depreme yakalandım.
birincisinde dershanedeydim ve derslerimiz iptal olmuştu. sallanmıştık baya.
ikincisinde ise evdeydim. arkadaşla telefonda konuşuyordum.
bunların hepsi çocukken oldu.
arkadaşım üniversite için istanbul'u seçti. gitme dedim, yapma dedim. yok, orası doğduğum yer, imkanlar orada. peki, doğru tamam ama canından önemli mi? nasıl yurtlarda kalıyorsun?
seneler sonra istanbul'a yolum düştüğünde geçen sene, korkudan uyuyamıyordum. 3 gün kalmıştım. en son rüyamda depremi gördüm. yanımdaki kızı kurtarmak için onu sarıp sarmaladım. kabus gören birisiyim bazı dönemler çokça.
o kadar iç içe ki apartmanlar. deprem olunca tamamiyle bitecek yani. bitecek. bunların farkında olmalarına rağmen her şeyin hem milletimiz tarafından unutulması hem de politikacılar tarafından unutulmasına ne denilmeli, peki? can sağlığınız hiç mi önemli değil? gerçi milletin de eli kolu bağlı. ne yapsın?
umarım depremin ne zaman yaşanacağı bilinmeyen zaman diliminde yeterince insan hayatı kurtarılmaya bir şekilde odaklanılır da insanlarımızın hayatları kurtarılır.
ama pardon, bazı şeyler çok daha önemliydi, değil mi!