Film, nostaljiyle dolu, hüzünlü ama bir o kadar da umutlu bir yolculuk. Sinemanın büyüsüne ve çocukluk anılarına dair muazzam bir öykü anlatıyor. Her şey çok saf ve içten; eski bir sinemada geçen bu hikayede, hayatın acı tatlı yanlarını ve kayıpları hissediyorsunuz. Özellikle sonlarına doğru duygusal bir yıkım yaşatıyor ama işte bu yüzden de unutulmaz. Herkesin biraz kaybetmesi gerektiğini, ama kaybedilen şeyin aslında hayatın kendisi olduğunu gösteriyor. Sinema, sadece film izlemek değil, yaşamın bir parçası olmalı diyor.
--spoiler--
"Sinemayı sadece bir eğlence aracı olarak görme. O, hayatın bir parçası; geçmişi, acıyı ve mutluluğu birleştiren bir yer. Her karede bir hayat var."
--spoiler--