meşhur bir söz vardır :"köpeğin hatırı yoksa, sahibinin hatırı var" der. yani sahipli olursa şayet köpek, sahibi hatırına ona birşey yapamazsın. cezasını sahibi kessin diye sen susarsın. o da cezasını verir. ee peki ya sahipsiz olursa? işte o zaman sıkıntı olması muhtemel. zira o hayvan başıboş kalırsa bunun vebali herkesin boynuna olur. sahipsiz köpekler tüm kamunun suçudur. o halde elbirliği ile bu hayvanlara bakılması şarttır. ama Türkiye'de insanın değeri yokki hayvanlara sahip çıkılsın. esas garabet bu ya.
mesele köpeklere taparcasına sevmek değil. bu ifrat noktası. bu zaten hatalı. insan sevgisini aşırı ölçüde neye verirse o zaten onun ilahı olmuş olur. ister arabasını çok sevsin ister parasını ister karısını yada kocasını. ister telefonunu bilgisayarını. ama çok sevmemesi gerekiyor diye, yada sahipsiz diye tüm köpekleri katletmesi veya onları başıboş bırakması gerekmiyor. bakacak. bu kulun mahluka karşı vazifesidir. zarar vermeyen hiçbir hayvanı öldürmek caiz değildir. zararı bilinen hayvanları ise bulunduğun meskun mahalden uzaklaştırırsın. en ince ve güzel usul budur. bazı hayvanların öldürülmesine yönelik cevaz verme ise o hayvanların fıtratıyla ilgili. buradaki hükümde " fasık " ifadesi geçer. yani fıtratı zarar vermeye programlı demektir. onu öldürmen gerekir. bu caizdir. bu gereklidir. bu şarttır. ısırgan ve saldırgan köpekler "vahşi köpek"sınıfına girerler. ama sokaktaki tüm köpekleri aynı kategoriye sokmaya kalkıp topunu katledersen belediyelerin eliyle işte bu zulümdür. önlemlerini almalısın. bu yönetimin işidir. organize etmek idarecilerin işidir. kur barınakları buraların denetimini de ilgili yerlere ver, hayvanların masraflarını bu halk öder merak etme. aç bırakmaz onları bu millet. ama kim uğraşacak bununla değil mi? nasıl olsa ortada fetva var diye bas şırıngayı. teröristleri sal köpekleri öldür. bu Allah'tan reva değil. ver şırıngayı, ver ver. ondan sonra da olacakları otur seyret. yan ağla dön ağla..