biz olan ülkedir. şimdi kardeşim olsa dediğim bir meslektaşım vardi turkiyede calisirken. zaman zaman beynimi yaksa da. adam çok zeki. çılgın bir kapasitesi ve anlatma yeteneği var. koy öküzü karşısına temelden başlasın anlatmaya. beceriyor da ibne. bir öğrencinin itiraz edemediği ya da ağlamadığı tek kimse olsa gerek okulda. adam adilliğe de düşkün hele birlikte calismaya ilk basladigimda abartı düşkündü. biraz yontuldu. öğrenciler bu adamdan bahsederken hocam xx hoca türkiyenin aydınlık yüzü gibi. siz de gerçek yüzü diyorlar (yarak kürek karanlık yüzü diyemiyorlar da). ben mi? ben sadece ineğim . hiç bir zaman bu arkadaşım kadara zeki değildim. hiç bir zaman onun kadar iyi bir anlatma veya birleştirme yeteneğim olmadı. benim yaptığımı ve söylediğimi ancak ben anlıyorum. çözümlerimi insanlar o yüzden sorgulamadan hmm çalışıyor yapacak birşey yok diyip geçmek zorunda kalarak kabul ediyorlar.bir çok zaman hatta konuşurken dahi insanların kafası karışıyor. hanimiş de hanimiş nerelere geldik oluyorlar. bağzı şeyler doğuştan allah vergisi gerçekten. ikimiz de başladığımız da idealisttik.günün sonuna gelindiğinde ne mi oldu? çok basit ben hemen bu ülkenin işleyişini çözdüm. bütün alavere dalavere ,yavşaklık,3 kağıt,kitabına uydurma işlerine adapte oldum....kısaca türkiyenin gerçek yüzü oldum. bu arkadaş bunu pek yapmadı. ve akademiyi bırakti. düşünülünce eğitimin ve akademinin kimden daha fazla verim alacağı,kimin daha fazla değer katacağı aşikar.fakat adamı akademiden bezdirdiler,akademinin koşullarını adam için uygunsuz konuma düşürdüler. kim mi düşürdü? tabii ki de ülkenin gerçek yüzü olarak biz sen ben o bu şu o. adam da terk etti. bu kadar basit sonunda azıcık haysiyetiyle şerefiyle olması gerektiği gibi birşeyleri yapan insanları kendisini terketmeye zorlayan gerçek yüzü olan ülkedir.