yaptığını, suç değil ama aynı zamanda etiğe uygun değil diye nitelendiren ve buna istinaden istifayı gerektiren bir zorunluluk olmadığı çıkarımını yapabilen yüreği geniş bir siyasetçi. şu saatten sonra istifasının kendi açısından onurlu bir tasarruf olacağına inanmak güç, çünkü bu vicdani değerlendirme sonucu hür iradeyle alınmış bir karar değil, çevre baskısı neticesiyle oluşmuş zorlama bir tutumdan öteye geçmeyecektir. aynı şekilde chp de gelinen şu noktada sevigen ile köprüleri resmen ve alenen atmamış olmasının faturasını ödeyecektir. bu fatura önümüzdeki seçimde kaybedilecek bilmem kaç oydan ibaret değildir. daha kabarık bir fatura baykal' ın önüne gelecektir, o da yolsuzlukla arasına set çekme fırsatını kaçırmış, usulsüzlükle, hukuksuzlukla mücadele konusunda samimiyetini tartışmaya açmış olmasıdır. yoksa her partide çürük elmalar olabilir. marifet krizleri yönetip kitleleri içtenliğine ikna edebilmekte, bu sıkıntıdan güçlenerek te çıkabilirdi baykal oysa. hiç bir şeye, hiç kimseye değmezdi de sevigen için hiç mi hiç değmezdi.