Bugün 10 Kasım, Mustafa Kemal Atatürk’ü anma günü. Ama sormak lazım, biz Atatürk’ün mirasını nasıl yaşıyoruz? Kimse sokağa çıkmıyor, kimse risk almıyor, kimse gerçekten bir şeyler için savaşmıyor. Ama herkes, her şeyin doğru yapıldığını düşünüyor, kimse eleştirilmiyor, kimse işinden olmuyor. Ne kadar rahat bir hayat! Atatürk, bu ülkenin bağımsızlığı için hayatını ortaya koydu, kendi geleceğini riske atarak bir halkı uyandırmaya çalıştı. Bugünse, politik doğruculuk adı altında bir rahatlık içinde yaşıyoruz. Eleştiriyor gibi yapıp, sonra arkamızda ellerimizi ovuşturuyoruz. Atatürk’ün bize gösterdiği mücadele ve cesaretten çok uzak bir yaşam bu. Politik doğruculuk, aslında sinsiliktir. Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene!" sözündeki o gururu, o cesareti, bugün gerçekten sahiplenen var mı? Yoksa hepimiz sadece güvenli bir köşede, rahatça yaşamayı mı tercih ediyoruz? 10 Kasım, sadece anmak için değil, Atatürk’ün ideallerine sahip çıkmak için bir hatırlatma olmalı. Bugün, gerçekte, ne kadarını sorguluyoruz, ne kadarını cesaretle değiştirmek için harekete geçiyoruz?