Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları reddeder de Allah’a inanırsa kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir.
Bakara Suresi - 256 . Ayet
Bu ayet dine girip girmemek konusundadır hiç kimse zorla Müslüman yapılamaz dine giriş konusunda serbesttir ama dine girdikten sonra
Nasıl ki Bir çalışan bir şirketle anlaşıp sözleşmeyi anlaşmayı kabul ederek çalışmaya başlayınca belirtilen saate o işe gelmek zorundaysa nasıl ki o iş yerinin kurallarına uymak zorundaysa dine girdikten sonra da kabul ettiği dinin kurallarına uymak zorundadır uymaması durumunda aynı dinin diğer mensupları onu uyaracaktır aynı o iş yerindeki çalışanların kurallara uyması için birbirini uyardığı gibi
Daha detaylı bir izahla bir kimse ne zorla inandırılabilir ne de zor altında inandığını söyleyenin içtenliğine güvenilebilir. Dinî amelin özü ihlâstır. ihlâs yapılanların Allah rızâsı için gerçekleştirilmesidir. Zorla bir davranışta bulunan insanın dinî amelinden söz edilemez. Dinin en önemli iki unsuru olan “iman ve amel” zorlamayla olmayacağına göre “Dinde zorlama yoktur, insan zorla mümin ve dindar olamaz” cümlesi, tabiatta câri ilâhî kanunlar gibi kevnî bir gerçeği ifade etmektedir. Arkadan gelen ve bu cümlenin gerekçesi mahiyetinde olan “Çünkü doğru eğriden apaçık ayrılmıştır” ifadesi, bu kaidenin aynı zamanda bir dinî kural ve hüküm olduğunun karînesini teşkil etmektedir. Bu iki mânayı birleştirerek âyeti şöyle açıklamak mümkündür: Zorla imanın ve dindarlığın olmayacağı ilâhî bir kanundur. Şu halde siz de insanları belli bir dine inansınlar diye zorlamayınız. Allah Teâlâ’nın insanlara verdiği akıl, hem kendine hem de onu taşıyan vücuda ve yakından uzağa çevresine bakarak, peygamberlerin gösterdikleri mûcizeler ve getirip tebliğ ettikleri vahiy üzerinde düşünerek hak dini, doğru yolu bâtıl dinden ve eğri yoldan ayırabilir