oldukça kıytırık bir tezahürattı. öncelikle ahmet dursun hiçbir zaman elit seviye golcü olamadı. adına şarkı,tezahürat yapılacak bir oyuncu hiç değildi. peki o zaman "ahmet dursun seba gitsin" ne alaka derseniz tamamen soyadından kaynaklı.bjk taraftarı arada böyle ilginç tezahüratlar yapar. mesela "ismail köybaşı fener'e koy başı" gibi.oysa ismail'in de ne golcü bek özelliği vardı ne de savunması muazzamdı.
neyse efsane başkan seba 2000 yılı itibariyle artık yaşlanmış ve yaklaşık 16 yıldır aralıksız başkanlık yapmıştı. başkanlığının ilk yarısında bjk açık ara en çok şampiyon olan ve bazen averajla bazense hakemlerle ikinciliğe düşürülen sürekli zirveye oynayan bir takım hüviyetindeydi. kendisinden önceki bjk'nin 25 senede 4 şampiyonluğu varken seba sonrası bu sayı 9'a çıkmıştı. aslında istatiksel olarak başarılıydı. bjk tabiri caizse onun döneminde büyük takım kimliği kazandı. ancak seba'nın da hataları vardı. bilhassa yabancı transferleri her daim çok kötüydü. işte arada bir sene kiralık gelen ferdinand ve manchester united'a transfer olan johnsen harici bjk yabancı transferlerinin birçoğu rezil seviyedeydi.bir de kaleci mrmiç'i hatırlıyorum. ancak ilginçtir bu üç isimde hepi topu 1 sene bjk'de kaldılar. hiç öyle amokachi falan nerede demeyin. amokachi gücü haricinde pek bir özelliği olmayan bitiriciliği vasat seviye bir forvetti ki bjk kariyerinde 77 maçta 18 gol atmıştı. bu mu yani efsane forvet? ayrıca seba dönemindeki rezil yabancı transferlerini yazmaya üşendim.çünkü o konuya girersek 10 paragraf çıkar.ama merak eden arkadaşlar google'dan bakabilir. ayrıca ekşi'de süleyman seba dönemi transfer politikası başlığı bile vardı diye hatırlıyorum.herşeye rağmen seba, dürüstlüğün, fair play ruhunun son temsilcilerinden biriydi. öyle sanıyorum ki değişen dünya düzenine ayak uydurması da mümkün değildi. kendisinin borçsuz bıraktığı bjk'nin çeyrek milyar dolardan daha fazla borcu var mesela.
velhasılı seba'nın şampiyonluksuz geçen 5 sene sonunda gitmesi anlaşılabilirdi. ilginç olanı bjk taraftarını şampiyonluklara alıştıran da kendisiydi. ama artık gitmeliydi. lakin "ahmet dursun seba gitsin" gibi kel alaka bir tezahüratla değil.