birden çok amaca matuf sosyal bir eylem. ancak değişen çağ ile birlikte günümüzde yanlış uygulanmış yanlış tanımlanmış yanlış konumlanmış yanlış yorumlanmış yanlış yapılmış versiyonları bolca olduğundan sebep, haliyle insanları umutsuzluğa karamsarlığa kötümserliğe sevk eden, kendisinden kaçılan kötülenen yerilen uzak durulan istenmeyen kurumsal olgu haline gelmiş bir öz değer. halbuki özünde toplumu hayra sevkeden dinamikleri barındıran lakin çıkış noktası hasebiyle bir türlü istenilen sonuca ulaşmayan ve bu nedenle de hor hakir görülüp kötü lanse edilen algılanan ve üstüne üstük batılı yaşam tarzı batılı zalim kanunlar ve batılı ahlakına sahip bu tarzı benimsemiş kişilerce, islam'dan uzak yaşayışlara haiz yozlaşmaya yüz tutan insanımız sayesinde esas değerini yitirmeye dair her geçen gün daha fazla yol alan, aslında ilahi yardıma her daim mazhar olduğu halde buna bir türlü nail olamamış ve ulaşamamış zavallı kalmış, onu oluşturan kişiler ve onların tarafları gibi perperişan edilmiş, öksüz yetim sahipsiz kimsesiz kimliksiz kişiliksiz şahsiyetsiz aciz ve garip bırakılmış, bu konum ve durumdaki toplumun en temel yapı taşı, en güçlü dinamiği, itici gücü ve onu oluşturan insanların temeli. zira topum eşittir ailedir.
mevcut konjonktürü tanımladıktan sonra esas olması gereken ölçüyü de verelim ki insanlar neyi nerde nasıl yaptıklarının bilincine varsınlar ve yöneldikleri dünyevi bir hayat nasıl uhrevi hayata evrilir farketsinler. zira evliliğe salt dünyevi bir olgu gözüyle bakılıp görülmeye devam ettiği müddetçe asli unsurunu, hak ettiği değerini bulamaz. ondan beklenen esas fayda ve sonuç tam alınamaz.
--spoiler--
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kadın dört sebepten biri için alınır: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Sen (diğerlerini geç), dindar olanı seç. (Aksi halde) sıkıntıya düşersin.” (Buhârî, Nikâh 15, Müslim, Radâ 53. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 2; Nesâî, Nikâh 13; ibni Mâce, Nikâh 6)
AÇIKLAMALAR
Hiç kuşkusuz eş seçimi, dost seçiminden çok daha önemlidir. insanın en çok etkisinde kaldığı kişilerin başında eşi gelir. Böyle olunca dünya ve âhiret mutluluğu peşinde olanlar için eş seçimi, iyilerle beraber olma niyetinin ilk ve en ciddi göstergesidir. Eş seçiminde dikkatli davranmayanın dost seçiminde dikkatli olacağını düşünmek mümkün değildir.
Hadisimiz, toplumdaki bir gerçeği tesbit etmektedir. Hemen hemen her devirde evlenecek kimselerin eş seçiminde ölçüleri aynıdır: Güzellik, soy-sop, mal ve dindarlık... Önce gerçeği böylesine ortaya koyan Sevgili Peygamberimiz, bütün sonuçlarıyla birlikte meseleyi değerlendirdikten sonra, “Sen dindar olanını seç!” tavsiyesinde bulunmaktadır.
Aile kuruluşunda hemen her toplum kesiminde dikkate alınan, eşin malı, soyu-sopu, güzelliği ve dindarlığı gibi hususlar arasında, ilk üçünün sona ereceği, ya da geçerliliğini kaybedeceği zamanlar olabilir. Mal, biter ya da bir felâketle yok olup gider. Güzellik, geçicidir, günün birinde ortadan kalkar. Soy-sop, hasep-nesep bu da hiç akla gelmedik sıkıntılara vesile olabilir. Eşler arasında huzursuzluğa yol açabilir.
Tarafsız ve etraflıca düşünüldüğü zaman, dinî duygu ve iman gücünün, yani dindarlığın, sürekli mutluluk ve olumluluk kaynağı olduğu anlaşılacaktır.. Çoğu kimse dindarlığı, zor zamanlarda, kara günlerde aranan, mutluluk anlarında kendisine o kadar ihtiyaç duyulmayan bir nitelik sanmaktadır.
Oysa dindarlık tasa ve kıvanç zamanlarında, her zaman her yerde ve her türlü şart altında etkisi büyük, insanı kulluk çizgisinde tutabilen, olayları ve dünyayı inançlara göre değerlendirme imkânı veren üstün ve her zaman geçerli bir meziyettir.
Diğer taraftan bilinen bir gerçektir ki insan, iki halde, sevinç ve üzüntü hallerinde tehlike ile karşı karşıya gelir. Sevincini ve üzüntüsünü herhangi bir günaha vesile kılmadan yaşayabilmesi büyük ölçüde dindarlığına bağlıdır.
Nitekim bir hadîs-i şerîflerinde Sevgili Peygamberimiz bu duruma şöyle işâret buyurmuşlardır:
“Mü’minin durumu gıbta ve hayranlık vesilesidir. Çünkü her hâli kendisi için bir hayırdır. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur” (Bk. 28. hadis)
Hayat, sevinçler ve üzüntüler halinde devam ettiğine göre, her halde ve her olayda dindarlığa ihtiyaç olacaktır. Bu sebeple, dindar bir eşin tercih edilmesi, hayatta kulluk çizgisinde yıkılmadan devam edebilmenin ve çevreye yararlı olabilmenin ilk ve temel şartıdır. Giderek zorlaşan hayat şartları içinde daha dindar insanlara ve onların meydana getirdiği ailelere ihtiyaç olduğu gün gibi âşikârdır.
HADiSTEN ÖĞRENDiKLERiMiZ
1. Dindar eş seçmek, iyilerle beraber olma niyetinin bir göstergesi ve mutluluğun temel şartıdır.
2. Hz. Peygamber toplumdaki eğilim ve gerçekleri görür ve onlar içinden müslümana en faydalı olanı tavsiye eder.
3. Ümmetinin mutluluğu, Hz. Peygamber’e de mutluluk verir.
4. Fazilet ve hayır sahipleriyle beraber olma ilkesi, eş seçme, aile kurma noktasından başlamalıdır.
5. Aile, sadece dünya hayatıyla ilgili bir yaşama biçimi değildir. Onun olumlu olumsuz sonuçları âhirete de uzanır.
yani işin özü şu: evlilik bir sonuçtur. tercih edilen hayatın bir yansıması, gidilen yolun neticesi ve içinde bulunulan halin durumun ve konumun bileşkesi ve özetidir. dindar olmayan insanlar nasıl dindar bir eş seçecekler ki? normalde bunu seçmezler. o halde öncelikle erkekler dindar olmak zorunda. çünkü kadın erkeğe tabidir. eğer erkek gerçekten aile reisi olmak istiyorsa, o kadının kuran ve sünnet noktasında eşine kocasına tabi olması isteniyorsa o halde önce kendi buna uyacak kendi uygulayacak kendi yaşayacak kendi örnek olacak. o zaman ancak liderlik konumuna yükselecek. yoksa havasını alır. erkek allahın dinini yaşamıyorsa, o kadın ve çocuklar o erkeği dinlemez. ona tâbi olmaz. onu saymaz. ona saygı göstermez. onu kaale almaz ve sallamaz. ailede otorite olmayınca da o ailenin dağılması mukadderdir. bu iş böyle. veyahutta ağır aksak topal karga misali yürümeye çalışır. ne derdi biter ne huzuru olur nede mutluluğu daim olabilir. mümkün değil..