Sik kafalıların zihin dünyasındaki seküler/muhafazakar ayrımında iki kesim için de en kolay hedef.
Seküler mallar için güya içsel çelişkinin dışavurumu, bir nevi sahtekarlığın faş oluşu. Çünkü bu malların dinin ne olduğu hakkında temel düzeyde bile fikirleri yok.
Muhafazakar mallar içinse, gerçek islamcı olmayan ama muhafazakarları kötü gösteren bir figür. Dahası, sekülerlerin ağzına laf verdiği için her iki kesimden gelen hakareti de hak ediyor. Çünkü bu malların da dinin ne olduğu hakkında temel düzeyde bir fikirleri yok.
Haliyle o ‘figür’ün bir aidiyeti yok.
Bir tarafın “aha işte gördün mü”, diğer tarafınsa tekfir malzemesi. Her ik taraf da onun üzerinden kendi sağlamasını yapma peşinde.
Halbuki her iki tarafın da “sana ne yarraaam” sorusuna dişe dokunur bir cevabı yok.