uçurum gibi bir şeydir. düşerken hayatı anlamlandırmaya çalışmak için tutunduğunuz dallar bir bir kırılıp elinizde kalır. dine inansanız yalan çıkar. insanlığa hizmet edeyim deseniz dünyayı savaş, soykırım, kan, acı götürür. ülkeye bir hayrım dokunsun diye yola çıksanız kendinizi avrupa'ya amerika'ya insan yetiştirirken bulursunuz. bir süre sonra yorulur, tutunacak dal aramayı da zor ve beyhude görürsünüz. gerisi belki hasbelkader bir dala çarparım diye ümit edip serbest düşüş.