bahsi geçenler, ortaokul/lise çağı baloları için geçerlidir.
amerika'daki versiyonu, çoğunlukla, erkeğin kızı, babasından çarptığı volvo/gmc station vagon arabasıyla aldığı, kavalyesiz gidilmeyen versiyonudur. okulun spor salonunda olur.
ama türkiye'dekinde ise tek şart, asgari ücretin çeyreği kadar para bayılmaktır. eğlence olarak yapılan tek şey, yemek yemektir. anlamsızdır, gereksizdir. ayrıca kızlar da gereksiz ve saçma ötesi bi telaşta olurlar, yaşına başına, veletliğine bakmadan en şuh gece elbiselerini giyerler (ha itirazım yok ama buna*)
"hiç 'penis'lemem böyle işleri" diyen birtakım erkekler ise, takar küpeyi, geçirir metallica/slayer t-shirt'ünü gider. çok kro olanlar ibrahim tatlıses gömleği ve salak yürüyüş ve sivri burun ayakkabı kombinasyonu denerler.
oks/öss herneyse işte unutulur.
gece sonunda elde var 0'dır. hatta bazen alkol bile alınamaz (çünkü hocalar da gelir ne alakaysa). en iyisi hiç gitmemek, verilecek paranın 1/8'i cebe atılarak içmeye çıkmaktır arkadaşlarla.
not: malesef 7 sene mis gibi okula gidip, son sene "kenar mahalle okulu" şeklinde tabir edilen bir okula alındığım için hiçbir zaman bu baloyu tadamamışımdır (bu tabir benim tabirim değil). burada yazılanlar, yakın arkadaşlarımın tecrübeleridir. umarım seneye, lisenin yıl sonu balosuna akıcaz. bu sefer okul kalite, sağlama aldık*.