israil buzdağının sadece görünen kısmı, birleşik devletler yahudi diasporası inanılmaz güçlü, f35 leri, f16 ları yahudi sermayesi üretiyor.
https://www.codepink.org/blackrockresolution23
Dün, BlackRock'un CEO'su Larry Fink, yatırımcılara yazdığı yıllık mektubunu yayınladı. 35 sayfalık birinci sınıf saçmalık. 80'ler müziğine göndermelerle kendini 'bizden hoşlanmaya' yönelik basmakalıp bir girişimden sonra, 8,5 trilyon dolardan fazla varlığı yöneten ve böylece dünya meseleleri üzerinde muazzam bir kontrol uygulayan adam, bir kez daha kendisini milyarder sınıfına karşı mütevazı ve pasif bir hizmetkar olarak resmetti ve yalnızca "müşterilerimize karşı bir emanetçi" olarak hareket etti.
BlackRock'ın Fink'i tek bir mantıklı şirket politikası geçirecek gücü kendinde bulamıyor olsa da, sorumluluğu başkasına atmayı kesinlikle başarıyor.
BlackRock, savaş makinesinin ve iklim krizinin gezegenin en büyük özel finansörü olmaya devam ediyor. ABD "Savunma" ve Havacılık firmaları için yatırım aracı, yatırımcılardan Raytheon, Lockheed Martin ve Northrop Grumman'a milyarlarca dolar akışını kolaylaştırıyor. Fink, savaş suçlarının ve askeri emisyonların bu şekilde aşırı yüklenmesinin, yatırımcıların çıkarlarını göz önünde bulundurarak şirketin "emanet görevlerinin" pasif bir şekilde yerine getirilmesinden ibaret olduğunu iddia ediyor. Bu arada kendisi ve BlackRock'taki kar odaklı diğer davalıların, Lockheed'den yatırımlarını çekip Yemen'de ve dünya genelinde daha fazla sivil ölümünü önlemek arasında açıkça bir seçimleri var. BlackRock'ın kendisinin (müşterilerinin değil) Lockheed Martin'in ikinci büyük hissedarı olduğunu ve dolayısıyla doğrudan insani krizleri körükleyen büyük bir savaş vurguncusu olduğunu gördüğünüzde, tüm bu "emanet görevi" kısmı özellikle gülünç hale geliyor. Ve yine de, Fink'in mektubunda savaşa dair tek referansı, savaş zamanı yıkımının ardından yatırımları yönlendirmeye yardımcı olmak için asil bir şekilde taahhüt ettiği Ukrayna'daki savaştır - bu da BlackRock'ın kasasını daha da dolduracaktır. Fink ve BlackRock, savaş ekonomisinin her aşamasında öldürmeyi öldürüyorlar.
Ve BlackRock'ın iklim krizine katkıları çileden çıkarıcı. Fink'in fosil yakıt endüstrisine hizmet vermeye devam etmesi için zamanımız olmadığını söylediğimde, kastettiğim şey tam anlamıyla bu olamazdı. Artık iklim çöküşüne doğru "ilerleme" göstermiyoruz - BlackRock gibi kurumsal devler ( Willow Projesi'ni yeni onaylayan kendi kirli enerji başkanımızdan bahsetmiyorum bile) bizi hızla sürüklüyor. BlackRock, kömüre yatırım yapan ikinci büyük kurumsal yatırımcı. (Evet, kömür! En kirli enerji kaynağımız! 2023'te!) BlackRock'ı yeşil aklama çabasıyla, Fink'in 2020 tarihli mektubunda bazı yatırımlarından termik kömürü hariç tutma taahhüdü duyuruldu - ancak bu taahhüt, küresel kömür endüstrisinin yalnızca %20'sinin hariç tutulmasıyla sonuçlanan ve BlackRock'ın mevcut yatırımlarının neredeyse hiçbirini etkilemeyen oldukça kullanışlı bir boşluğu korudu.
"Herkes iklim değişikliğinin etkisini Kaliforniya veya Florida'daki, Pakistan'daki, Avrupa ve Avustralya'daki ve dünyanın birçok yerindeki doğal afetlerde görebilir. Daha fazla sel, daha fazla orman yangını ve daha yoğun fırtınalar var. Aslında, ekolojimizin veya ekonomimizin etkilenmeyen bir kısmını bulmak zor.
Buradaki ironi, Fink'in bizi öldüren endüstrilere yatırımları sınırlama gücüne sahip olduğunu göstermiş olmasıdır . Ancak BlackRock'ın geleceğe olan bağlılığından bahsederken, her zamanki gibi yatırım yapmanın keyfini çıkarmayı seçiyor.
Bu sabah BlackRock çalışanları işe girerken, Fink ile bir toplantı talep etmek için New York Communities for Change'e katıldım. Son zamanlarda finans sektöründe yaşanan çalkantıları göz önünde bulundurarak bu adamın sürekli acil toplantılar yaptığını düşündük, bu yüzden acil toplantı talebimizin neden farklı olacağından emin değildik. Her zamanki gibi bizimle görüşmeyi reddetti - bu yüzden bir kez daha BlackRock'un lobisini ele geçirerek orada olmamızın nedenini açıkça belirttik. Güvenlik ve ardından NYPD, taleplerimizi bildirdiğimizde ve Fink'in yıllık mektubunun saçmalığını kendi aramızda tartıştığımızda bizi oradan ayrılmamız konusunda uyardı.
