beyinsiz, cahil orospu evladının tekiyseniz dinsizliği felsefeyle özdeşleştirebilirsiniz. beyinsiz, akılsız orospu evladı olmak çok kolay.
fakat insanları her bir arzusu için ayrı ayrı tanrılar edinmiş maddiyatçı, ikiyüzlü, çıkarcı yaratıklara dönüştüren, dolayısıyla hakiki dinsizliğe sevk eden şey ne din,
ne de felsefe.
çok mu şaşırdınız mı o zaman beyinsizsiniz ve birileri size aptal olduğunuzu çoktan söyledi demektir.
sizi dinsizliğe sevk eden şey islam ın en cihatçı yorumları da değil, hatta dini boşverin, metafizik hiçbir inançla alakası yok bu işin.
beyinsiz orospu evladı değilseniz, insanlığın son üç yüzyıldır bireyleşme yolunda olduğunu okuyup fark edecek akli melekleriniz hala yerinde demektir.
bakın insanlık tarihi şaka maka 5-6 milyon senelik maziye sahip. lan oğlum bunun hiçbir yerinde ateistlik, allahsızlık, kitapsızlık yok. yok be, yok. kaldırımda yürürken, ayağınıza çarpan taşın da bir dini yok mesela, şimdi bu taş ateist mi, nihilist mi açıklayın bana.
din, tüm canlı ve hayvan sınıfı içinde sadece insana özgü bir mefhum. ve insan en aptal ve akılsız bireyleriyle dahi, evrende eşsiz bir konuma sahip. yanınızda gezdirdiğiniz it, aaaa düşünüyorum, öyleyse varım, her sonucun bir sebebi var, öyleyse benim varlığımın ve hayatımın bir sebebi, amacı olmalı diye sorgulamaya başlayarak işi allaha vardıramaz. zihinsel engelli bireylerin bu düşünsel aşamaya ulaşması im-kan-sız be! fakat milyarlarca insan kör topal da olsa bu düşünsel eyleme katılabilecek asgari yeterlilikte. bizi diğer tüm canlılardan ayıran başlıca özelliğimiz. sadece metafizik değil, bireysel inancın her türlüsüyle geleceğimize yön tayin edebiliyoruz.
ve inançsızlık, zannedilenin aksine fransız ihtilaliyle de peydah olmadı, elbette ilk insandan beri dinsizliğe meyilli küçük bir azınlık vardı içimizde, ve bu insanlar baştan beri nihilist olmaya meyilli kişilerdi aynı zamanda. yani inançsızlıkları, aptallıklarından ziyade, hayata dair genel olarak ümitsizliklerinden, umutsuzluklarından kaynaklanıyordu ve evrendeki pozisyonlarına atfettikleri değersizlikten.
fakat hakiki manada dinsizlikle, sanayi devrimiyle, insanoğlunun makinelerin yanında kıymetsizleşmeye başlamasıyla tanıştık, öyle ki siz ne kadar inançlı olursanız olun, makinelerin ürettiği kar pahasına yok sayıldı ibadet hakkınız, tevekkül ameliniz, patronların kar arzusu uğruna dindarlıktan taviz vere vere, ahlak peçesini yırtıp parçalayarak bugünlere geldik.
bu modernizmin de değil, doğrudan kapitalizmin, fabrikalar etrafında kümelenen kentli yaşamın ve sizi patron boyunduruğu altında yaşamaya zorlayan çağdaş okul eğitiminin bir neticesi!