liseden mezun olduktan sonra bireylerin içine düştüğü durum. teğet geçtiği birkaç kişi hariç ezici bir çoğunluk mezun olduktan çok kısa bir süre sonra özlemeye başlar liseyi. sorsanız niye özledin diye aynı cevapları alırsınız hep:
-lisede gırgır vardı.
- ordaki ortam üniversitede yok.
- üniversitede çıkar ilişkisi var lisede ise bu yoktu.
....
daha uzar gider bu maddeler . evet lisede haftanın beş günü gördüğün insanlarla çabucak kaynaşıveriyordun; eğleniyordun . onun için liseyi özlüyorum diyosun. böyle bir durum ortada olursa lise tabi özlenir. ama sebep sadece lise ortamının samimiyeti mi?...
ortaokulda ilkokulda da samimiyet vardı. sıcaklık vardı. ama ben liseye geçince ilkokula ya da ortaokula bir özlem duymadım. çoğu kişi de duymamıştır herhalde. peki bu lise özlemi ne? okurken bir an önce kurtulmak istediğimiz bu yer neden sonra gözümüzde tütüyor?
işin aslı şu: üniversiteye başlayınca ya da hayata atılınca kişi artık kendisinin hayat boyu üzerinde taşıyacağı sorumluluklarının olduğunu anlıyor. üniversitedeyken hiçbir anını boş geçirmemesi gerektiğini,
kendisini geliştirmesi gerektiğini yani artık laylay loma ayıracak vakti olmadığını anlıyor. eskden umutla beklediği, 3 ay gezip tozacağım dediği yaz tatili üniversite zamanında "şu 3 ayı en doğru verimli şekilde nasıl değerlendirsem" düşüncesine yerini bırakıyor. boşa geçirdiği zamanlar artık kişiye dert oluyor. liseden hemen sonra ekmek kavgasına atılanlar için de aynı durum geçerli...
tabii şartların böyle çetinleşmesiyle insanlar temiz duygularını kaybedip, çıkarcı oluyorlar. liseden sonra üniversitede ya da iş hayatında lise samimiyetini bulamamak tamamen bundan kaynaklanıyor.
kısacası; insanlar aslında liseyi değil; hayatlarının üzerlerinde sorumluluk hissetmedikleri o sön dönemlerini özlüyorlar yani liseyi özlemek=insanın büyüdüğünü anladığı an