yarım kalmış hikayeler

entry23 galeri
    20.
  1. "Beni unutma." dedi sanki böyle bir şey mümkün olabilirmiş gibi. "Biliyorum bir gün buradan gideceksin ama ben hep buradayım." Göz yaşları güz yağmurlarını andırırcasına akıyordu yanaklarından. "Biliyorum gerçekliğe dönmek için çok az zamanın kaldı ama ben gerçeğim. Yaşadığımız her an gibi... Gözlerini tekrar açtığında burada olduğumu hatırla. Ne zaman zorlanırsan, ne zaman ağlamak istersen ne zaman sevilmek için yalvarırsan beni hatırla. Belki senin için bir öğle uykusundaki hayalden ibaretim ama bugün burada ellerin bedenimde yatarken nefes alıp verdiğimi asla unutma."
    "Maria ne dediğini anlamıyorum lütfen gidecekmişsin gibi konuşma." pembe dudaklarının kıvrımı hüzünlü bir gülümsemeye dönüştüğünde içindeki korkular gün yüzüne çıktı.
    "Ben gitmeyeceğim ama sen gideceksin."
    "Hayır Maria buradayım, seninleyim. Hiçbir yere gittiğim yok birlikte yaşlanacağız. Birbirimize söz verdik unuttun mu?"
    "Seni seviyorum Ali. Biliyorum, gitmek istemiyorsun ama böyle olmak zorunda. Buraya ait değilsin." sesi titriyordu, güç bulmak istercesine derin bir nefes aldı. "Bana yaşattığın her ana minnettarım. Gözlerini her kapadığında beni hatırla. Belki bir gün bir gece tekrar bulursun beni. Lütfen beni unutma."

    Gözlerini açtığında dışarıda yağan yağmurun sesi ve soğuk odasının ıssızlığı içini titretti. Alarmından gelen ses gerçekliğe çağırırken karşısında yatan güzel kadının tatlı sesi kulaklarında çınlıyordu. "Seni seviyorum." demişti. Kehribar gözleri yaşlıyken bile çok güzeldi. Gülüşü, sesi, kokusu, sıcaklığı... Her zerresi ruhunda yankılanıyordu. içine çöken yalnızlıkla titredi. Ne kadar zorlasa da tam olarak hatırlayamıyordu onu. Parça parça anılar zihninde yüzse de bütüne ulaşamıyordu. Hızlıca kalkıp kalemini eline alıp boş bir sayfaya çizmeye çalıştı. Şekiller beyninde canlanmıyordu. Ama gözleri... Birkaç saat kağıda karalama yaptıktan sonra çıkarabildiği tek şey gözleriydi. Defterin bir köşesine söylediklerini yazmaya çalıştı ama "Beni unutma." dışında bir şey yazamadı. Onu düşündükçe deniz esintisi saçlarını okşuyordu sanki, dudakları ıslak ve yumuşak bir hatırada geziniyor gibiydi ama hiçbir hatıra yoktu. Ali o gün hiç ağlamadığı kadar ağladı. Hiç sahip olmadığı bir anının parçalarına sıkı sıkı tutunmak istercesine ağladı.

    "Ben de seni seviyorum." sesi çatlak ve kısıktı. Kimi sevdiğini bilmeden bile sevebilir miydi insan? Anılarını bırakmak istemedi. Perdesinden içeri süzülen sokak lambasının ışığı kadar yumuşak ve uzaktı her biri. Saat kaç bilmiyordu ama uykuya dalalı birkaç saatten fazla olmamıştı. Eve geldiğinde elini yüzünü yıkayıp öylece yatağa yıkılmıştı. işin verdiği stres, ailesi, yetişkinlik sorumlulukları fazla geliyordu bazen. Hayatına tutunmakta zorlanıyordu. Uzun zaman sonra bir sigara yaktı. Hiç varolmamasına rağmen hayatındaki herkesten daha gerçek olan ona veda etmişti. Günler, haftalar, aylar geçmişti sanki. O ağlamak üzere olan kehribar gözler, gülümsemesindeki o sıcaklık ruhuna işlemişti. Uzaktan ona doğru ilk yürüdüğünde söylediği şarkıyı anımsıyor gibiydi. Karanlık göğün altında denizin karşısında bir banka oturmuş mırıldanıyordu. Karanlıktaki silüeti bile güzeldi. Hiç varolmayan bir kadın bir öğle uykusunda hayatını kurtarmıştı. "Belki bir gün..." dedi Ali. "Belki bir gün o tatlı rüyayı tekrardan görebilirim."
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük