Sancar Han efsanesinin Kergit Hanlığında estiği günlerde, bir demircinin yanında çıraklık yapan Kul-oba isimli genç bir demirci macera tutkusuyla yanıp tutuşuyordu.
Kimin oğlu olduğunu bilmiyordu, Kırımın tütsü tepelerinde bulmuşlardı onu ve bu isim ile anıyorlardı.
babasının bir han olduğunu, annesinin ise atın üzerinde ok atarak akıncılık yapan okçulara önderlik eden bir kadın olduğunu hayal ediyordu. bu hayal yüzünden ne demirci olabilmişti ne de maceracı.
girdiği kavgalarda vuruluyor, atın üzerinde uzun süre kalamıyor, değil at üzerinde ayağı toprağa basarken bile ok atamıyor ve demiri döverken de eriyiğe istediği şekli veremiyordu.
bir gün kaçtı, ustasının kılıcını da çalarak Amashke köyünden çıkarak 3 gün boyunca yürüdü, unuzdaq kalesine vardı. orada yapabileceği bir iş aradı, adamın teki aradığı işi Halmar şehrinde bulabileceğini söyleyince daha uzun bir süre yürüyerek buradaki hana gitti.
Sancar Han burada büyük bir ziyafet veriyordu, ziyafetin sonunda ise turnuvaları izlemeye gelecekti. kendisini göstermek için büyük bir fırsattı ve bunu değerlendirmek için turnuvalara son parasını da vererek adını kaydettirdi.
Turnuvayı kazanamadı ama Kul-oba efsanesinin adı ilk defa burada tarihin kayıtlarına geçmişti.
Kalradya altı kralın savaşına alışıktı, ama bu 7. kral insanları şaşırtıyordu.
Sultan hakim yeni kral Kul-oba'nın başına sardığı incili Arwa ile uğraşıyordu ikisi de saranid diyarında sultanlık iddiası güdüyordu.
Saranid Sultanlığı artık incili Arwa tarafından yönetiliyor, Sultan Hakim sadık komutanları ve askerleriyle sürekli kalabalık gezerek kendi topraklarını, köylerini, şehirlerini yağmalıyordu.
Sancar Han bir zamanlar turnuvada seyredip, kendisine görev için yalvaran oğlanın başardığı şeylere anlam veremiyordu.
adam toplayıp Halmar çevresindeki eşkiyalarla mücade etmesini istemişti ondan. ama daha sonra kulağına gelen bilgilere göre topladığı ilk adamlar açlıktan ölmüştü, kendisi de köylülerden sığır çalarak hayatta kalmıştı.
sonra tekrar adam toplamıştı ama bu seferde haydutlarla mücadele etmek yerine eşkiyalık yapmaya başlamış, köylülerin hayvanlarını çalmaya başlamıştı. hatta bazı köylere gece baskınları yaparak onları erzak vermeye zorlamıştı.
Narra şehrinin çevresinde karşılaştığında ona akıl almaz bir ders vermiş, bütün adamlarını öldürmüş ve onu da günlerce yanında, bir atın arkasına bağlayarak gezdirmiş, yağmaladığı köylerde dolaştırmıştı.
sonra serbest kalan bu oğlan bütün silahlarını ve zırhlarını kaybetmiş halde kergit hanlığından sürüldü.
en son aldığı bilgiye göre Saranid sultanlığına gitmişti.
Sultan Hakim.
Saranid sultanlığını bin yıl yöneten ailenin son üyesi, sadık adamlarıyla arap diyarının koruyucusu, Rodok krallığı ile yapılan savaşların galibi, yenişemediği tek rakip ise Kergitlerin son hanı Sancar Han'dı. onunla bile ufak tefek lordları aracılığıyla bir it dalaşı içerisindeydi. atın üzerinde ok atmaya çalışan çekik gözlü fareleri ciddiye almıyordu.
yanına kergit diyarından gelen bu adamdan bilgi almaya çalışmıştı, işe yaramaz bir demirci olduğunu anlayınca da onun adam toplamasına, ticaret yapmasına ve rodok diyarına yapılacak akınlara katılmasına izin vermişti.
sadece önemsiz lordların yanında ve en az 12 adamla birlikte.
şimdi ise bir sultan değil bir yağmacıydı, sultanlığını bir piç yönetiyordu. sahip olduğu bir şehir yoktu, Weyyah kalesinde sıkışmışlardı.
incili Arwa'nın gelip onları yok etmesini bekliyorlardı, tabi Kul-oba ve ordusu daha önce davranmazsa.
Kral Graveth, hala kraldı. kendisine gönüllü asker bulamayan bir kral. çünkü köylerdeki gönüllülerin hepsi akın akın Birleşik Kalradya Krallığına katılıyordu.
Kral Kul-oba her hafta gelip köylülerdeki gönüllüleri topluyor ve krallığının hazinesini doldurmak için ucuza köyün ürettiği tahıl, ipek, bal ve kadifeleri alıp şehirlere satıyordu.
yeni kurulan bu krallıkta haydut ve eşkiya barınamıyor, köyleri diğer krallıkların lordları tarafından yağmalanamıyor çünkü bizzat kralları her köyün savunmasına desteğe geliyordu.
Kul-Oba , Kral kul-oba ve lordları.
diğer krallıklardan kendisine katılan lordların hepsi bir köy sahibiydi.
ama şehirler ve kaleler sadece dostlarına aitti.
Borcha, Frentis, Marnid, Ymira, Rolf, Nizar, Bahetstur, Bunduk, Deshavi, Matheld, Alayen, Jeramus, Jeremus, klethi...
kul-oba'nın askerleri de her millettendi ve kaleleri şehirleri de bütün krallıklardan çalınmıştı.
diyarın en güçlü ismiydi Kul-Oba hiçbir krallık ona tek başına karşı koyamazdı.
bir gün 6 krallık birbiri ile barış yapıp hepsi birden Birleşik kalradya krallığına savaş ilan etmişti.
bu savaşta onlar, kul-oba'nın bilmediği bir savaş stratejisi ilerletecekti.
Kul-Oba 200 kişilik kendi askerleri ve dostlarına ve onların ordularına, karısıyla birlikte bir ziyafet vermişti. bu ziyafetin peşine ülkenin mareşali lord nizar'a bir seferberlik emri gelecekti.
asıl savaş şimdi başlıyordu ve kimin kaybedeceğini tüm kalradya merak ediyordu.