Hiç beklemediğiniz bir anda, en güvendiğiniz kişi ya da en çok inandığınız hayal, avuçlarınızın arasından kayıp gider. Sanki zaman durmuş, dünya size sırtını dönmüş gibidir. O an, yalnızca sessiz bir acıyla dolu bir boşluk kalır geriye. Kalbinizde açılan o yara, derinlerde saklanan bir sızı haline gelir ve her hatırlayışta sizi yeniden sarsar. Bu acının içinden geçerken, kendinizi kandırmak ya da kaçmak yerine, ona sarılmak zorunda kalırsınız. Çünkü hayal kırıklığı, insanın büyümesi için ödemesi gereken bir bedeldir.