ölüme en çok yaklaştığınız an

entry19 galeri
    18.
  1. doğumda kordon boynuma dolanmış, morarmış vaziyette doğmuşum anlıyacağınız, daha ilk o gün halkayı boynuma geçirmiş zincirimin sahibi..

    yine 10 yaşında bir çocukken ilk huluzluğum (yaramazlık) takribi 5-6 metre yükseklikteki birinci kattan arka taraftaki bahçeye atladım. belim kakıldı tabi haliyle. hayatımda ilk defa o kadar acı hissediyorum. o durumda çaktırmadan Eve geri döndüm ama doğrulamıyorum. annem soruyor noldu oğlum diyor, dayak korkusundan incir ağacına takıldım diye yalan atıyorum, buna rağmen hemen koltuk altımdan tutup belimi çektiriyor bilmiş gibi kadıncağız. biraz biraz faydası olsa da bir hafta ağrıyor. o gün düğüne gidecekler, benim yüzümden gidemiyorlar. nasıl gitsinler beni bırakıp. düğün müğün zehir oldu..

    2003 TE mide kanaması geçirdiğim gün..6 saat içinde 5-6 defa ardarda istifra, en son fenalaştım, halim dermanım bitmiş, sadece bayılmamak için sıkıyorum kendimi, oturduğum masada koltuğa sinmişim adeta, suratım kireç gibi olmuş, ruh gibi bembeyaz kesilmiş. karşımda duran çırak, abi noldu sana ya, hastaneye götürelim mi diyor, yok iyiyim iyiyim diyorum, halbuki ecel terleri döküyorum o an, acıdan neredeyse bilincimi kaybetmek üzereyim, hastane fobisi yüzünden, asla gitmek istemiyorum, götürmesinler diye de yalvarıyorum içimden dua ediyorum. dilimde ise Ayetel Kürsi, ardı ardına okuyorum. sürekli ama, hiç durmadan defalarca. oku oku oku.. yaklaşık 1 saat sonra açıldım ferahladım kendime geldim..

    sene 2012, günlerden tahsilat günüm cumartesi, tura çıkmışım, o gün bir müşteriye uğruycam, iki kat aşağı zemin bodum kat, inicem ama solda trabzandan tuttum, merdivenlerin başından inerken hatırlıyorum kendimi daha bismillah demeden bir kaydım abicim, ayağımda altı jilet gibi eni dar kösele ayakkabılar, döner basamaklardan lambur lumbur sırtüstü aşağı uçtum, 30-40 basamak rahar var, en son sol dirseğimi betona çaktığımı hatırlıyorum, aynı anda ve anlık salise kütttttt etti sırtım betona bir çarpma çarptı ama gökgürültüsü gibi, 5 katlı iş hanında kim var kim yok hepsi indi aşağıya o sese. deprem oldu sanmışlar, öyle vurmuşum zemine ki, tabi kitlendim ben. nefes alamıyorum. kala kaldım öylece. tam o esnanın hemen akabinde düştüğümü gören (çünkü onların ocağın önünden uçtum aşağı) çay ocağından 2 genç koştular hemen, abi noldu bir yerine bir şey oldu mu, yardıma ihtiyacın var mı, deyip başıma geldiler yardıma, dedim onlara sakın ellemeyin beni, bırakın, biraz sonra açılırım, meğer göğüs kafesim kendini korumaya almış, bereket Allah'tan, belim betona çarpmamış, belkide felç kalacaktım. ne bileyim allahın sevgili kuluyum her halde verilmiş sadakamız varmış, sırtımızı vurduk, aynı anda sol kolumu 90 ° açıyla büküp dirseği betona çakmasam duramıcam, yetmedi kafa göz dağılacak. ama nasıl bir acımak göğsüm sırtım, daha fenası dedim herhalde kolum kırıldı dirsekten, kesin. neyse yavaş yavaş nefes almaya başladım, az az doğruldum, oturdum, korkum geçince getirdikleri suyu içtim, doğru hastaneye, kolum dirsekten zırım zırım sızlıyor, acıdan duramıyorum, film çektiler ettiler, kırık yok, çok fena bertik (ezik) var dedi doktor, kaslar dokular sinirler damarlar ne varsa ezilmiş. alçıya aldılar hemen, 1 ay istirahat..yatmak yok, o alçılı kolla çalıştım yine, öyle geçti..

    en son vukuatımda (2024) işyerinde, beş dk boş dursa kızamık çıkaracak şef kendi kendine icat çıkardı, tutturdu şu lekeli fayanslar temizlenecek diye, neyle? tuzruhu ve çamaşır suyuyla, ikisi aynı anda, dök dedi, ardından bezle ovala, saf sazan gibi atladım tabi hemen başladım temizliğe, kıllatcaz ya ortalığı, bol bol döküyorum, dökmekle kalmıyor sünger bezle ovalıyorum, ortam kapalı, bunumda maske yok, yarım saat soludum o maddelerin ikisini de, öyle uğraştıktan sonra fenalaşmaya başladığımı farkettim, içim tuhaflaştı, baygınlık kusma v.s. geldi üzerime, anlamadım hala, meğerse zehirlenmişim, o arada patron geldi, noldu sana dedi, ne bu hal, dedim böyleyken böyle böyle oldu, kızdı şefe bir fırça, açtırdı kapı pencere ne varsa, çıktım attım kendimi dışarı. dükkanda ne kadar çamaşır suyu ve tuzruhu varsa hepsini çöpe attırdı patron. meğerse bu ikisi bir araya gelince insanı zehirliyormuş, geri zekalı şefin bokuna tahtalıya gidiyorduk az daha..
    1 ...