Göç politikalarından anlamayan birinin ettiği laf, lafa bakarım kim söyledi diye, işte tam da bu. Master zamanında aldığım göç politikaları dersinde bize anlatılan ve kıbrıs harekatı sırasında gerçekleşen göçler konusunu araştırmalarımdan çıkardığım sonuca göre, eğer sana göç eden senin sosyal ve iktisadi kimliğinle örtüşmüyorsa, sosyoekonomik anlamda benzer klasmanda değilsen, onları istediğin gibi oraya buraya türkiye'nin dört bir yanına kontrolsüzce salamazsın, doğu ve güneydoğu sınırlarında kamplarda tutman ve uyum sağlayana kadar yavaş yavaş ortalığa salman lazım, uyum sağladığına emin olsan bile türk halkının yoğun olmadığı, elit olmayan bölgelere yerleştirmen, ötesine gitmesine izin vermemen lazım. Tıpkı göç politikasından anlayan ve bir göç politikasına sahip bazı avrupa ülkeleri gibi, ya bunları hiç almayacaksın, kendi dokuna uygun insanlardan başkasını kabul etmeyeceksin ya da aldın mı da eşeğin kulağına su kaçırmadan belli bir sayıda alıp iplerini de elinde tutacaksın arkadaş.!
Ondan sonra noldu şimdi? Türkiye surilerindir, yok dernekler kurmacalar, yok siyasete girme hazırlıkları yapmacalar, yok kolayca vatandaşlık almacalar, ülkeni öyle bir işgal ederler yiyecek ekmek, barınacak yuva bulamazsın teoman efendi.!
Herkes bir saflığı bıraksın, biraz otursun dünya üzerindeki göçlerin iktisadi ve sosyal etkilerini araştırsın, ondan sonra gelsin orada burada ahkam kessin. Bu arada ne araplar o eski arap, ne çağ o eski çağ, saçma sapan örnek vereceğiz diye örnek vermeyin yaşamadığınız, nasıl yazıldığı şüpheli ve malum tarihten. Bizim ülkede herkes kıçından bir tarih uydurur, bizim millet de işine gelen tarihe inanır, bu işler böyle maalesef.