milliyetçilik doğası gereği gericidir; çünkü önceden tasarlanmış bir fikre göre geniş insanlık ailesinin farklı farklı bölümlerine belirli birer karakteri giydirmeye çalışır. bu yönüyle, her vahiy dininde bulunan temel inançlarla milliyetçi ideoloji arasındaki manevi akrabalığı ortaya koymuş olur. milliyetçilik bir yandan, ifadesini insan türünde bulan organik birliğin içinde yapay ayrılık ve bölünmeler yaratırken, bir yandan da sadece bir hüsnükuruntudan kaynaklanan hayali bir birlik için can atar. bu fikri savunanlar, belirli bir insan topluluğunun tüm üyelerini diğer topluluklardan daha da kaim çizgilerle ayırmak için tek sesli hale getirmek isterler. bu açıdan, 'kültür milliyetçiliği' olarak adlandırılan şey de genelde siyasi amaçları incir yaprağı işlevi gören siyasi milliyetçilikten hiçbir şekilde farklı değildir. bu ikisi ruhsal açıdan birbirinden ayrılamaz; sadece aynı özlemin iki farklı tarzını temsil ederler.