yaşar nuri öztürk'ün söyledikleri, yazdıkları, islam dinine bakışı-yorumu yeni bir şey, yeni bir düşünce, reformist bir hareket değildi.
mezhepler çıkmadan önce hz. ömer, şii inancının temeli olan hz. ali'den tutun hz. hasan ile hz. hüseyin'den, şu an mezhep olarak sunni inancını şekillendiren imam-ı azam ebu hanife vb. tutun da günümüzde diyebileceğimiz asya'da Muhammed ikbal, avrupa'da aliya izzetbegoviç, ortadoğu'da şeriati vb insanların söylediği binlerce yıllık süregelen yazılan, söylenen düşünceleri yaşar nuri öztürk tekrar etmiştir.
insanlık tarihi boyunca din bir inanç olmamıştır. din tamamen bir davranış ve inancın varlığını tanımını da davranış belirlemiştir.
binlerce yıl önce henüz mezhepler ortaya çıkmadığı dönemde islam halifesi yaptırdığı muhteşem sarayı bir sahabe olan ebu zer'e gösterip nasıl bulduğunu sorup sarayı hakkında övgü ve hayranlık beklerken; suratında tiksinti ifadesiyle halifeye "kendi paranla yaptırdıysan israf, halkın parasıyla yaptırdıysan haramdır" diyen inanış din olarak görülmesidir.
din inanışının temeli yaratıcı var-yok tartışması değildir.
yeni bir din- inanç daima dine karşı din olarak gelmiştir, bakınız; islam, hristiyanlık, yahudilik, Konfüçyanizm, Taoizm, budizm, şamanizm vb. hepsi artık din yaratıcı adı altında toprağa, kana, devlete, ırka, bayrağa ve şahıslara tapıldığı, dinini bu insanlara bu değerlere indirgediğinden dolayı yeni bir din olarak gelmiştir.
binlerce yıldır söylenen "Kur'an kurslarında Kur'an'ın ne dediğini değil de Arapça harflerin nasıl okunduğunu öğretmeye devam ettiğimiz sürece kimse gelişmiş, erdemli, ahlaklı bir toplum beklemesin" sözün kökeni ne yaşar nuri öztürk, ne ali şeriati'ye aittir...
" insanların isyanına sebep olup, cezalandırmaktansa, isyana sebep olan şeyleri ortadan kaldırıp, itaati gerçekleştirmek daha hayırlıdır" sözünün temeli hz. ömer'e ait değildir.
hepsi allah kelamı kur'an da geçer.
emin olun, şu an hz. muhammed günümüzde yaşasaydı veya hz. muhammed ortaya çıkıp allah'ın dini olan islam'ı insanlara yeniden anlatsaydı müslüman'ım diyenler onu taşlardı.
en basitinden halkın manevi değerlerine hakaret etmekten dava açılırdı, din düşmanı diye yargılanırdı.