üstelik adli tatil olduğu zaman.
böyle önemli bir davada adli tatilin bitmesi bile beklenmemiş.
hayret!
bu ne acele böyle, sıradan bir dava mı bu?
pandemide her yer kapalıyken, insanlar yan yana gelmesin diye mesafe şartı getirilirken, hastanelerde ameliyatlı hastalar bile zamanından önce evlerine yollanırken, avm'ler, kuaförler, berberler, kozmetik mağazaları sinek avlarken, evden çalışma iş hayatına girmişken, kapalı alanlarda bile insan sayısı yarı yarıya zorunluluktan düşerken bu pandemi sürecinde cilt bakımından makyaja, güzellik merkezlerinde yüzlerce milyon dolarlık paraların dönmesi sizce de garip değil mi?
bu neyin parası, kimin parası?
mahkeme sürecinde ortaya çıkacak ama "yasadışı kumar bahis olacağını zannetmiyorum, birilerinin paralarını aklıyorlardı" diye sosyal medyada dolaşan iddialar vs.
neyse...
yakında el koyulan mallarını, arabalarını, paralarını da faiziyle iade ederlerse şaşmam.
neden mi?
savcı masak raporuna atıfta bulunup dilan polat için suç unsuru bulunmuyor diyor.
savcı haklı...
masak raporuna göre böyle diyor.
masak raporu kara para, bahis, kumar, para aklama suçu bulunmuyor diyor. çift defter tutma sahte fatura suçu var diyor. kısacası basit bir vergi kaçakçılığı suçu isnat ediliyor.
ben olsam suçu kabul ederim, verin mallarımı alın verginizi der anlaşma yoluna girerim.
bu kadar mahkeme kamuoyu vs tartışmaya gerek yok. gerçekten basit bir durum...
tutuklu olan dilan polat'ın eşini de resmi evrakta sahtecilik veya 213 Sayılı VUK’un 359. maddesine göre sahte fatura suçuna sokulması için gayret ederdim.
tabi ki bu kadar para sahibi olup etrafında kafası çalışan kimse olmayınca sonuç bu.
ne yani helal kazanılmış, alın teri yüzlerce eurolarla insan saçına bigudi yaptıramaz mı? altın tozlu kahve içemez mi? dolarları konfeti gibi havalara savurup lüks şatafat gösteriş ve birilerine göre görgüsüzlük içinde yaşayamaz mı?
ayda haftada bir uçak kiralayıp zevk yapamazlar mı?
milyonluk lüks araçlar, villalar vb. sahip olamazlar mı?
zaten tutukluluk halinin devamına gerek görülmemesi de 8. ağır ceza mahkemesinin "yattığı süre alacağı herhangi bir cezanın karşılığını verdiği için" demesi yani; 9 ay boyunca bir ceza yatıyorsunuz, olası bir alt sınırdan ceza verilirse zaten sanık bu kadar yatacaktır. o yüzden bundan sonra yatması cezalandırmaya gireceğinden tutukluluk halinin kaldırılmasına karar veriliyor.
2-3 yıl dava sürer. sonuç olarak ne çıkacağını merak ediyoruz.
