Gidenler, "Bitti" diyemedikleri için, kendine iyi bak derler. "Kırıldım ve
affedemiyorum" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Seni istemiyorum
artık, hayatımdan çıkaracağım ama bil ki hiç unutmayacağım" diyemedikleri
için kendine iyi bak derler. "Biliyorum çok canım yanacak ama bunu düşünmek
bile istemiyorum şimdi diyemedikleri için kendine iyi bak derler...
Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler. Çünkü o kan uzun süre
akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır. Bilirler...
Sen ki gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm, içimdeki sevinçsisin... Sen ki
yağmurum, gök kuşağım, yüreğimdeki çarpıntı, hayatımın neşesisin... Sen ki
yolumu aydınlatan, dert ortağım, gönül yoldaşım, herşeyimsin... Kendine iyi
bak deme bana. Nokta koyma.
Keşke böyle yaşanmasaydı, keşke affedebilsen beni ve keşke ben de
affedebilsem seni.. Keşke döndürebilsek zamanı geriye. Keşke bugünkü
aklımızla yaşasak sil baştan her şeyi.
Biliyorum ki imkansız, ama yine de, gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı?
Sen eksikken, ben nasıl tam olurum? Senden kalan boşluğu nasıl doldururum?
Savaşsak aramıza giren herşeyle, olmaz mı? Hani büyük aşklar her türlü
engeli aşardı. Hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi. Hani aşk eninde
sonunda kazanırdı? Hani hayatta asla kirlenmeyecek değerler vardı? Hani en
büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? Bunların hepsi
yalan mı?...