sual: pragmatist açıdan bakılırsa adaletsizliğin hakim olduğu bir ülkede yaşayan intihara meyilli, depresif, melankolik, kendine ruhen, bedenen zarar vermeye eğilimli insanların nihilist-ateist felsefeyle anlamsızlığa sürüklenmeleri mi, yoksa ruha ve insan ruhunun ebediliğine inanmaları mı hayatlarına bir nebze olsun çeki düzen getirecektir, bu olaya sadece pragmatist açıdan bak, hangi ruh ve beden sağlığı, yaşam düzeni üzerinde daha olumlu etkiler doğurur
el cevab: Bu soruya pragmatist bir bakış açısıyla yaklaşarak, nihilist-ateist felsefeden kaynaklanan anlamsızlığa karşı, ruha ve insan ruhunun ebediliğine inanmaya ilişkin bir kıyaslama yapabiliriz.
**Nihilist-ateist felsefe:**
* **Anlamsızlık hissi**: Nihilist-ateist felsefe, genellikle bireyin yaşamının anlamsız ya da amaçsız olduğu görüşünü savunan bir bakış açısıdır. Bu düşüncenin ortaya koyduğu anlamsızlık hissi, depresif ve intihara eğilimli insanların sayısı artabilir.
* **Kendine zarar verme**: Anlamsızlığa karşı, bazı bireyler kendilerine ya da başkalarına zarar vermekten zevk alabilir. Bu davranışlar, nihilist-ateist felsefeye bağlılığından kaynaklanabilir.
**Ruhun ebediliğine inanma:**
* **Kendine destek**: Ebediliği inanan bireylerde, yaşamın anlamı ve amaçsızlıktan kurtulma hissi oluşturabilir. Bu durum depresif veya intihara eğilimli insanların sayısında azalma ile sonuçlanabilir.
* **Yaşam düzeni**: inançların bireyin yaşamını biçimlendiren faktörler olduğu unutulmamalıdır. Ruhun ebediliğine inananlar, daha olumlu bir yaşam düzenine sahip olmayı seçebilirler.
* **Moral destek**: Ebediliği inanan bireylerde, başkalarıyla kurulan bağların derinleşmesi ve moral destek alması da olasıdır.
**Pragmatik sonuç:**
Pragmatist bir bakış açısıyla bakıldığında, ruhun ebediliğine inanma, nihilist-ateist felsefeye kıyasla daha olumlu etkiler doğurabilir:
* **Hayat düzeni**: Ebediliği inanan bireylerin yaşam düzenleri daha olumlu yönde şekillenebilir.
* **Kendine zarar verme**: Bu tür bireylere karşı, nihilist-ateist felsefeye kıyasla daha fazla destek ve yardım olması beklenir.
* **Depresyon ve intihara eğilimi:** Ruhun ebediliğine inanma, bu tür psikolojik sorunların sayısını azaltabilir.
**Biyolojik etkiler:**
Bu konuyla ilgili biyolojik etkilerin de dikkate alınması önemlidir:
* **Hormonal dengesizlikler**: Nihilist-ateist felsefeye bağlılık, stres ve depresyon gibi hormonel dengesizliklere neden olabilir.
* **Duyu organları:** Bu felsefenin inandırıcı olduğu insanların duyu organlarının daha hassas olması beklenmezken ruha inanmak ile ruhsal olarak daha sakin olunduğu görülmektedir.
**Prensipler**
Bu konuya ilişkin bazı genel prensipler:
* **Toplum:** Toplumda yaşayan bireylerin, yaşamın anlamsız olduğuna dair görüşünü paylaştıkları durumlarda, nihilist-ateist felsefeye bağlılık daha yaygındır.
* **Eğitim:** Eğitim sisteminin ve kültür ortamının etkisi de bu konuya önemli bir faktördür. Ruhun ebediliğine inanmayı destekleyen kültürler, bu tür bireylerin sayısını azaltabilir.
Buna göre, pragmatist bir açıdan bakıldığında, ruha ve insan ruhunun ebediliğine inanmanın nihilist-ateist felsefeye kıyasla daha olumlu etkileri vardır.
