sızıntı

entry84 galeri video1
    42.
  1. geçen gün bir arkadaşımla aramda şöyle bir muhabbet yaşandı;

    evinde gittiğim arkadaşım müslüman bir insan, ve eve günde 3 tane zaman gazetesi geliyor. evde 3 ya da 4 kişi kalıyorlar. bana da eline aldığı 'abone etme kağıdı' ile teklifte bulundu.
    "gazete okur musun?"
    "türkiye gündeminden olabildiğince uzak kalmaya çalışıyorum. hiçbir gazeteye de güvenmiyorum."
    "ben zaman okuyorum, güveniyorum, okumuşsundur?"
    "evet, gazete almam ama sıkıldığım bir ortamda varsa elime alırım. zaten gündemi takip etmek istersem internetim var, ordan bakmayı tercih ederim. para kazandırmak istediğim bir kesim yok."
    "zaman gerçekten iyi gazete, zaten aylık 15 lira!"
    "kullanmıyorum ben."
    "diğer arkadaşların?"
    "kullanmıyoruz."

    hangi zamanda bir gazete zorlama ile okutulmaya çalışılır.
    bu sadece günlük bir örnek, belirtmek istediğim asıl olay, sızıntı okuyan ve alan insanların zaten evine en az iki adet sızıntı dergisi girdiği. basit bir hesaplama ile bu derginin 1 milyon sattığı varsayımını, bir eve 4 adet de girdiğini düşünerek, 500 binin altına düşürebiliriz.

    herkes sevdiği, duymak istediği müziği dinler.
    herkes doğru bulduğu, duymak istediklerini okur.

    lakin, doğru değişkendir, doğru aslında yoktur. doğru; toplumsal güdülenme ile insanların olaylara yüklediği ortak düşüncelerdir.

    demem o ki,
    posta gazetesi, 650 bin satsın. zaman 700 bin. sızıntı 83 trilyon satsın.
    eğer bir doğru yoksa, sizin kaç kişi olduğunuz beni ilgilendirmez.
    4 ...