duy da inanma..
yıllar önceydi. hatırlı bir arkadaşımın ısrarıyla ciddi olarak biriyle görüşmeyi kabul etmiştim. ama kız ısrarla parkta buluşmak istemiş. aklı sıra olayı şahitlendirecek çakal. pusuya yatan görgü tanıkları sayesinde baskı kurup mecbur bırakacak seni evlenmeye. küçük bir yer burası çünkü. laf söz olur çabuk yayılır. onu bırak benim ailemi zor durumda bırakır. dedim ona ki (bizimkine) park olmaz. bu işi adam gibi yapacaksan çağır kendi evine gelsin, ben de geleyim. siz de evdeyken, siz yan odada, biz geçelim salonda kapılar açık, orda görüşelim konuşalım. anlaşırsak ne ala. yok olmazsa herkes yoluna. geldi. tabi tahmin ettiğim gibi olmadı. arkadan bir daha çağırdılar. yok dedim. olmaz o iş. çünkü kendi şartlarını dayatıyordu kibarca. yemezler..
demem o ki, eylemlerle söylemler hiçbir zaman birbirini tutmaz çoğu insanda. boş vaatlere inanma, kanma, icraatına bak..