umut ve beklenti ile gerçekleştirilen 'okuma/okutma' tabiriyle anılan eğitilme ve kalifiyeleşme sürecinde harcanan para, ne yazık ki ülkemiz için geri dönüşü olmayan bir masraf haline gelmiştir. matematik ile hayatı endeksleyen bir kitapta şöyle bir örnek vardı;
eğitimsiz bir insanın hayatı boyunca kazandığı para, eğitim aldıktan sonra kazanılan paranın gerisinde kalacaktır. tam olarak açıklayamasam da, bu endekse göre 'okumak/eğitilmek' mantıklı görünüyordu.
lakin, türkiye modeli üzerine oturttuğumuz zaman hiç de veriler olumlu görünmüyor.
ortaokulda okulu bırakan arkadaşımın tekstil dükkanı var, başka birisi dişçi asistanı, diğeri müşafir yardımcısı.
bense halen okumak için milyarlar saçıyorum. ne çok param varmış.
hep şu düşünülür; 'okumaya harcanan para ile iş kurmak'
aslolan bence de budur. tabiki kendini bu ülke için feda edeceksen. ve okumuşsan, ve bu, bu ülkenin umrunda değilse, ve bu ülke aptal insanları yönetmenin kolay olmasından dolayı, insanların eğitilmesine karşıysa, ve onları kendine muhtaç durumda tutuyorsa, kömür karşılığı oy alabilmek için, eğitilmiş bir insan bu ülkede fazla barınmayacaktır, ve barındırılmayacaktır.