Bir cogunun da dedigi gibi ilk film before sunrise en begendigim oldu. Bir kac yildir listemdeydi, seyrettim ve cok begendim. Normalde bir kere seyrettigim filmi bir daha seyretmeyi pek sevmem, seyretsem de aralarinda yillar gecer. ama before sunrise’i En az bir kere daha seyretmeyi dusunuyorum yakin zamanda o guzel diyaloglari icin. Bayiliyorum diyaloglari guzel ve ozenle yazilmis filmlere, dizilere. kisilerin birbirlerine derin ve uzun diyaloglarla isindigi, yakinlastigi (Allah’im amin). Sadece ask iliskileri olarak degil. Misal kızıl goncalar dizisi de diyaloglari sayesinde cekti beni icine, bilhassa cüneyd’le psikiyatr levent’in arasinda gecenler. Before sunrise’daki diyaloglarin buyuk bi kismi improvize gerci, ama o da zaten filmin guzelligine guzellik, kalitesine kalite katiyor.
Filmden en cok Aklimda kalan anlar, ciftin birbirine derin derin sarildiklari anlar oldu. Seyredeli bir kac hafta oldu, ama hala aklima gelir o sahneler. Bir de o parkta (ikinci filmden ogrendigimiz uzere) yakinlasmamis olmalarini dilerdim. Ne gerek vardi ki tek gecelik iliskiye cevirmelerine (9 yilligina da olsa)? O gözler kapali sıkı sıkı sarilmalar yeterdi.