Öncelikle, Verilen anayasa hükmünün konuyla en ufak ilgisi yok. ‘yani’ diye başlayan boş beleş söyleme belki dayanak gibi gözükür umuduyla verilmiş anlaşılan.
Hatırlatmak lazım: türkiye bağımsız ve egemen bir devlettir. Abd veya herhangi bir devletin terörist olarak tanımladığı herhangi bir ülke, devlet, grup veya oluşumu terörist olarak tanımlama yükümlülüğü yoktur.
Abd, ingiltere, avrupa birliği ve bunların tahakkümündeki batılı devletlerin kararı kendini bağlar, türkiye’nin, antlaşma, protokol, niyet belgesi vs herhangi bir bağlamda hamas’ı terörist ilan etmek gibi kendini yükümlülük altına sokan herhangi bir taahhüdü de yoktur.
Gel gör ki, pkk, bizzat abd’nin terör örgütü listesinde yer almaktadır. Buna binaen türkiye, abd’nin pkk ve türevleriyle ilişkilerine karşı müttefiklik hukuku ve sair uluslararası ilişkiler gereği tavır almak hakkına sahipken abd’nin türkiye’nin hamas’a karşı tutumuna bu bağlamda tavır alma hakkı yoktur. Keza, anayasa’da da bu bağlamda sonuç çıkartılabilecek herhangi bir hüküm yok.
işgal ettiği, yıllardır eziyet ettiği, aç/susuz bıraktığı, evlerini barklarını yıktığı, çocuklarını öldürdüğü bir halkın toprağını açık hava hapishanesi haline getirmek üzere ördüğü duvarın dibinde festival düzenleyen terör devletinin masumiyetinden dem vuracaksanız, doğrudan oradan yola çıkın; anayasa hukuku kasmanın manası yok.
Türkiye’nin bu husustaki tarafgirliğinin isabetli olup olmaması ve sonuçları ayrı konu, batılı modern zavallı insanların açık hava hapishanesi kenarında eğlenirken gadre uğramışlığı ayrı konu. O sağduyu her ne hikmetse israil aleyhine hiç devreye girmiyor.