her halukârda beddua etmek uygun değildir. eğer talep ettiğiniz şeyi karşı taraf haketmemiş ise ettiğiniz beddua size geri döner. dikkat edin. bu kesin. bir anlık öfkeyle nefsinize uyarak düşmanca hislerle karşı tarafı yıkıma uğratmak, zarar ziyan vermek, şahsı alt edemediniz diye belaltı vuruş yapmak adına şayet adaletten ayrılırsanız, o kişinin kötülüğünü talep ederseniz, ölüp ölesiye saldırı düzenlerseniz, kininizin ateşinde kendiniz boğulursunuz. kadınlar erkeklerden bir tık ileride bu hususta. çünkü duygusal davranıyorlar. öfkelerini kontrol edemiyorlar. hiç düşünüp hesap etmiyorlar ki bu benim başıma niye geldi diye. yerken içerken gezer tozarken birlikte Fink atarken iyi. yatıp yuvarlanırken iyi. her türlü boku yerken iyi. sidik yarıştırırken iyiydi, noldu?..
öte yanda kim bir insana zarar veriyorsa iyi bilsin ki Allah adildir. canına malına namusuna şerefine haysiyetine kişiliğine ailesine zarar verirse, onuruyla oynarsa, iftira atarsa, kuyusunu kazarsa, bunun elbet birgün aleyhine döneceğini iyi bilsin. Allah yaptığını yanına bırakmaz. bedelini ağır ödetir. karşı taraf Beddua etmese dahi. ah etmese dahi. her kulun sahibi Allah. bu kim olursa olsun böyle. Allah kimsenin hakkını kimsede bırakmaz. imhal (tehir, geciktirme) eder ama ihmal (boş vermişlik, kayıtsız kalma, hesap görmeme) etmez. muhakkak el-hasib olan Allah hesabını görür defterini dürer cezasını verir. bu dünyada verirse gene iyi. öbür tarafa bırakırsa yandı, eyvah eyvah..