lise 1'e başladığım ilk gün *, makine ressamlığı bölümünde okuyacaktım üç sene. içimden "gele gele bu okula mı geldik" diye saçma salak ergenlik muhabbetleri dönüyordu kafamın içinden.
etrafa salakça bakınırken altın saçlı bir kız gözüme çarptı, fakat kız benden 3 yaş büyüktü, ve teknik lisede okuyordu. altın saçlı kıza yaklaştıkça gözlerindeki deniz belirmeye başladı.
içim gitmedi değil hani, ama 3 yaş büyük olması ondan hemen soğumama neden olmuştu.
liseden mezun oldum ve 2007 yılında porsuk meslek yüksekokulu makine resim konstrüksiyon bölümüne kayıt oldum. sınıf listesine baktığım an onun ismini de görmüştüm. tatlı bir tebessüm ile okuldan çıkıp evimin yolunu tuttum, ardından eğitim dönemi başlamıştı.
hoşlandığım kız ile yavaş yavaş sohbet kurmaya başlıyordum. fakat ikinci dönem ders programı yüzünden birbirimizi çok nadiren görmeye başladık ve zamanla birbirimizden bir nevi koptuk.
bu yıl ise tam tersi olmaya başladı, o bana yaklaşmaya başladı.
fakat benden 3 yaş büyük olması gözümü korkutuyordu.
bana olan davranışları hayatım boyunca tatmadığım davranışlardı.
durup dururken yanıma gelmesi ve sohbet etmesi, sınav esnasında gülerek saçımı çekmesi *.
bir kızın yanında yürüyünce bile utanan ben resmen yelkenleri suya indirmiş ve aşık olmuştum bu deniz gözlü kıza.
aramızdaki yaş farkı bende ne kadar karamsarlığa neden oluyorsa, hoşlandığım kızın deniz mavisi gözlerine bakınca ona sarılmamak için kendimi zor tutuyor ve ona tekrar aşık oluyordum.
fakat geçmişte hep reddedilmenin getirdiği özgüvensizlik bende bir nevi fobiye dönüşmüştü.
"itiraf etsem mi etmesem mi ?"
an itibarı ile ona olan sevgimi bilmemekte hala, fakat bugün saat 17.00'deki dersi iple çekmekteyim *.