ulan dangalak!
daha dün ülkenin batısı başörtüsü tarikat cemaat diye fetöye, doğusunu açılım diye pkk'ya teslim ettik.
açılımın meyvesini aldık.
pkk'ya operasyon yapma emri tartışmalarını hatırlayın. dağdan elini kolunu sallayarak inen teröristleri davul zurnayla karşıladık. ilçeleri köyleri kentleri pkk teröristlere teslim ettik.
onlar da bundan cesaret alıp özerklik ilan etti ve hendek barikatlar kurup türkiye cumhuriyetinin hakimiyetini ortadan kaldırdı. teröristler vergi adı altında haraç bile bölge esnafından toplamadı mı?
yapılan yanlıştan döndük.
nihayet bu teröristleri şehirlerden temizleyip devletin hakimiyetini kurmak için harekete geçtik.
örn: diyarbakır sur ilçesinin yeniden hakimiyetini almak için türk silahları 3 ay ilçede savaştı.
sur ilçesi tıpkı gazze gibi yıkıma uğradı. hatırlayın, yıkımı ve ölümü; sur ilçesi bugün ekranlarda bir çatışmada yıkılan bir ukrayna şehri veya gazze'den ne farkı vardı?
nükleer silahı, mükemmel bir hava savunma sistemi, savaş uçakları, özel eğitimli disiplinli her türlü savaş araç ve gereçleriyle donatılmış profesyonel ordusu olmayan hafif silahlı teröristlerden ilçeyi temizlemek kendi ülkemizde bir şehrin ilçesinin hakimiyetini almamız 3 ay sürdü.
diyarbakır sur ilçesinde çatışmalar sonunda fatihpaşa, hasırlı, dabanoğlu mahallerinin tamamı yerle bir oldu. diğer mahallelerde de hasar büyüktü. ilçe sanki deprem veya savaş bölgesinde yıkıma uğrayan bir kent gibiydi.
100.000 kişilik sur ilçesinde çoğu sivil insanın sur ilçesini boşaltmasıyla kalan 500 civarında teröriste karşı 3 ay süren çatışmalarda sur ilçesinde 591 güvenlik görevlimiz ya şehit oldu ya yaralandı. 332 terörist ya öldürüldü ya yaralandı.
gelelim tel aviv şehrini almaya...
500.000 nüfusu olan tahmini kuşatma altında 200-300.000 kişi arasında nüfusu olacak olan ve her türlü teçhizat donanımlı eğitimli profesyonel ve milis savunma güçleri olan tel aviv kentini almamız için şehitlerimizi koyacak en az 100.000 ceset torbasına ihtiyacımız olurdu.
eğer tel aviv gibi israil'inbir şehrini almaya çalışıyor, şehri kuşatmış olsaydık ve israil savunmada olsaydı en az 5 kentimize (buna ankara ve istanbul da dahil) atom bombasını israil bize atardı/atmış olması lazımdı.
öyle ya...
eğer tel aviv kenti kapılarına dayanmış olsaydık tüm bunlar yaşanmış olurdu.
doğuda bir tane sağlam barajımız kalmamış altyapı iletişim enerji ülkemizde yok edilirdi.
savaştığınız ülke israil, neler yapacağını az çok biliyorum.
bakınız: 1967 Arap-israil Savaşı (altı gün savaşında) ABD'yi israil'in tarafında savaşa çekmek amaçlı bir sahte bayrak operasyonu olduğu veya geminin mürettebatının israil askerlerinin Mısırlı sivillere ve savaş tutsaklarına karşı gerçekleştirdiği katliamlara şahitlik ettiği ve israil'in katliam haberlerinin yayılmasını istemediği için bölgede dinleme izleme istihbarat faaliyetleri yapan amerika savaş gemisini batırmaya çalıştığı olay; israil'in amerikan savaş gemisini vurması, uss liberty olayı - siyanür operasyonu.
aslında uzun bir kıyamet listesi (senaryo değil) çıkarırım da boşver.
ne dediniz?
ciddiye mi aldım konuyu?
bu cahillere boş ver dediğimiz için bu cahiller virüs gibi yayıldı. bunlara cevap vermeyince ciddiye almayınca kendilerini haklı ve zeki görüyorlar.
cehalet bulaşıcıdır, zeka ortalamamız 90 olan ülkemizde insanlar bunlara kanıyor.
sen tel aviv kentini almadan önce limonu para etmeyen ağlayan yola döken ağacını söken üreticinin derdine çare bul. 9 ay önce limonunun kilosunu 50 kuruşa satamayan çiftçi vardı. insanlar isyan ediyordu bu aymazlığa...
9 ay sonra, şu an limon pazar markette ortalama 80 lira. 9 ay sonra kaç lira olacak?