"...arabayla dolaştık mezarlıkta. küçük evleri andırıyorlardı; sütunlar, basamaklar filan. ve hepsinde kilitli, demirden bir kapı...kiminde çiçek vardı, küçük vazolarda ama çoğunun çiçekleri solmuştu. kiminde karı-koca düzgün bir biçimde yan yanaydı. kiminde birinin mezarı açık bekliyordu. genellikle ölmüş olan adamdı..."