bir uçak düşün ki, yanına valiz valiz umut alıp gökyüzüne çıkmışsın. bir şehrin kırmızısını çalıp gri bırakmışsın geride gözü yaşlı. eş, dost, tanıdık, akraba hepsini el sallarken bırakmışsın gökler için. kanatlanmışsın. bir demet sessizlik vermiş birisi çıkarken yola eline, çantana sıkıştırmışsın, çantandakilerin nüfüs kağıdın olduğuna aldırış etmeden üstelik.
bir uçak düşün ki, gözlerini kapatıp yola çıkmışsın. bulutların üzerinde mutluluk var sanmışsın, oysa yanılmışsın. kuşlar kadar özgür bilip uçanları yollara düşmüşsün, özgürlük yalnızca akıldadır diye yolda çözmüşsün.
bir uçak düşün ki, geçmişini/varlığını insanların aklından silip hayallere düşmüşsün. düş diye gökyüzüne bakarken bir gecede, aklına bir uçak düş'müş, ağırlığı kaldıramayıp düş'müşsün bulutların ardına. ayağına bir beton bağlayıp atmışsın kendini gökyüzüne. batmışsın gökyüzünde.